Esas No: 2022/4414
Karar No: 2022/7207
Karar Tarihi: 24.11.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/4414 Esas 2022/7207 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/4414 E. , 2022/7207 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2003 tarihinde verilen dilekçeyle el atmanın önlenmesi ve kal, savunma yoluyla temliken tescil talep edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/03/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, paydaşı olduğu dava konusu 281 parsel sayılı taşınmaza davalı ...’in müdahalesinin önlenmesine, davalının dava konusu taşınmaza duvar örmeye başlaması nedeniyle davalının taşınmaza duvar örmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29.04.2013 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ettiklerini, el atmanın önlenmesi ile birlikte 281 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalının binasının ... kısmının kal'ine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini savunmuş ve savunma yoluyla temliken tescil talebinde bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Mahkemece, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesince ise Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Osmaniye Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının temyiz edilmesi neticesinde, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 04.05.2010 tarih, 2010/4414 Esas, 5130 Karar sayılı ilamı ile söz konusu görevsizlik kararı onanmıştır.
2. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülerek 24.09.2019 tarihli ve 2010/649 Esas, 2019/577 sayılı kararla; davanın kabulüne, 2 katlı bina ve avlusunun kal’ine hükmedilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 7 Hukuk Dairesi 21.12.2021 tarih, 2021/812 Esas, 2021/4124 Karar sayılı ilamında; "davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile açılan davadaki elatmanın önlenmesi talebi yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması, dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği, bu halde davacının kal isteminin, reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında el atmanın önlenmesine, ıslah yoluyla ileri sürülen kal talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde eksik inceleme ve araştırmaya dayanarak hüküm tesis edildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde:
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
...b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri...
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK), “... yapılar” başlıklı 725. maddesi şöyledir:
“Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak ... yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, ... yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak ... kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir.”
2. Değerlendirme
1. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf ... o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 725 inci maddesinde ise bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş; böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki ... yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
2. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza ... yapılmış olmalıdır.
3. ... inşaat, ... yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı ... yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725 inci maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.
4. Bu tür davalarda, ... yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak ... yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde ... yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak ... kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir.
5. TMK’nın 725 inci maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyi niyetli olmasıdır.
TMK’nın 725 inci maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, ... yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyi niyettir. Öngörülen iyi niyetin TMK’nın 3 üncü maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyi niyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, ... inşaatı yapan kimsenin, el attığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da ... inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
İyi niyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan ... inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötü niyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyi niyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul)
b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. TMK’nın 725 inci maddesinde “durum ve koşulların haklı kılması” şeklinde ifade edilen husus uygulama ve doktrinde inşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar veya yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının karşılaştırılması şeklinde değerlendirilmektedir. Kastedilen değer sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır. Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle TMK’nın 4 üncü, TBK’nın 50 nci maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul)
c) Üçüncü koşul ise ... inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir.
... inşaatın yıkılması gerekmiyorsa, mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda belirlenecek bedel arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir.
d) Yukarıda değinilen bu üç koşulun yanısıra, mahkemece, iptal ve tescile karar verilebilmesi için ... yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da İmar Yasası uyarınca mümkün olması gereklidir.
6. Mahkemece; el atmanın önlenmesi davasının kabulüne, tecavüz edildiği saptanan kısmın bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği halde, savunma yoluyla getirilen temliken tescil talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş bozma nedeni uyarınca sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.