Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/1211 Esas 2016/2594 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1211
Karar No: 2016/2594

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/1211 Esas 2016/2594 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2016/1211 E.  ,  2016/2594 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : Mahkûmiyet


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar ve müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 27.04.2016 tarihinde Üye ... ile Üye ..."ün değişik gerekçesi ve oybirliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY:

    Sanıklar hakkındaki suç tarihinin, evlerinde yapılan aramalar sonucunda uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği ve temadinin kesildiği tarih olan 17.09.2014 olarak kabul edilmesi ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 188/3.maddesi gereğince hapis cezasının alt sınırının “on yıl” olarak değerlendirilmesi gerektiği ancak aleyhe temyiz bulunmaması karşısında bu hususun eleştirilerek hükmün onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun suç tarihini sanık ... için 13.05.2014, sanık ... için 23.05.2014 olarak kabul eden düşüncesine aşağıda açıkladığımız gerekçelerle katılmıyoruz.
    Sanıkların uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, kolluk görevlilerince 13.05.2014 ve 26.06.2014 tarihlerinde sanık ..."ten, 23.05.2014 ve 25.05.2014 tarihlerinde sanık ..."den uyuşturucu madde satın alınmış; ayrıca 17/09/2014 tarihinde yapılan aramalarda her iki sanığın ikametinde uyuşturucu madde ele geçirilmiştir.
    Dairemizin sanıklar hakkındaki 11.11.2015 tarih, 2015/412-4638 E-K sayılı ilamındaki bozma gerekçesinde belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/10-462 E-2015/135 K ile 2014/10-848 E-2015/136 K sayılı kararlar ile yine Ceza Genel Kurulunun benzer mahiyetteki;
    12.05.2015 tarih, 2014/10-286 E-2015/155 K; 2014/10-454 E-2015/156 K;
    26.05.2015 tarih, 2014/10-506 E-2015/165 K; 2015/10-68 E-2015/166 K;
    02.06.2015 tarih, 2015/10-186 E-2015/181 K; 2014/10-673 E-2015/182
    K; 2015/10-213 E-2015/183 K; 2015/10-226 E-2015/184 K;
    09.06.2015 tarih, 2015/10-313 E-2015/195 K;
    16.06.2015 tarih, 2015/10-262 E-2015/239 K;
    15.09.2015 tarih, 2014/10-843 E-2015/280 K;
    27.10.2015 tarih, 2015/10-448 E-2015/344 K;
    sayılı kararlarının hepsinde şu husus vurgulanmıştır;
    “Adli kolluk görevlilerince şüphelinin suç ortağı ya da ortaklarının olup olmadığı veya başka bir yerde gizlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunup bulunmadığını tespit etmek gibi nedenlerle, şüphelinin ilk alımdan sonra yakalanmayarak görevlilerce birden fazla alım yapılması durumunda da, esasen tek bir alım olayı ile şüphelinin satmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu ve suçunun delilleri ortaya çıktığından, şüphelinin sonraki alımlara konu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi önceki alımlardan sonra temin ettiğine ilişkin delil bulunmadığı ahvalde, satmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmanın temadi ettiği kabul edilip, hareketin en ağırına göre ceza verilecek, birden fazla alım olduğundan bahisle TCK"nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır.....Olayda adli kolluk görevlileri ile sanık arasında gerçek anlamda bir alım satım sözkonusu olmadığından ve adli kolluk görevlilerince sanıktan yapılan ilk alımla sanığın "satmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma" suçuna ilişkin olarak delillendirme işlemi yapıldığından, sanıktan yapılan sonraki alımların TCK"nun 43. maddesi kapsamında ayrı suç oluşturduğunun kabulü mümkün değildir.”
    Ceza Genel Kurulunun kararlarında belirtildiği gibi gizli soruşturmacı veya adli kolluk görevlilerinin uyuşturucu madde satışı yaptığından şüphelendikleri bir kişiden uyuşturucu satın almaları gerçek bir “alım-satım” değildir. Şüphelinin suçunu delillendirmeye yönelik bir eylemdir. TCK’nın 188/3.maddesinde seçimlik hareketler sıralanmıştır. Bunlar “satan”, “satışa arz eden”, “başkalarına veren”, “sevk eden”, “nakleden”, “depolayan”, “satın alan”, “kabul eden”, “bulunduran” kişi olarak sayılmıştır. Adli kolluk görevlilerinin her bir alımı gerçek anlamda “satış” olarak kabul edilemeyeceğinden, her bir alım ayrı suç oluşturmaz, her bir alım için ayrı ceza verilemez, bu nedenle TCK"nın 43. maddesi uygulanamaz. Fakat her bir alım “satışa arz” seçimlik hareketinin tespiti niteliğindedir. “Satışa arz” seçimlik hareketi temadi eden bir harekettir. Adli kolluk görevlisinin ikinci/üçüncü/beşinci vs alımları da temadinin devam ettiğini göstermektedir. Temadinin bittiği tarih sanıktan uyuşturucu maddenin ele geçirildiği en son tarih olup bu tarih, suç tarihidir.
    Somut olayımızda sanıkların evlerinde yapılan arama sonucu 17.09.2014 tarihinde uyuşturucu maddelerin ele geçirilmiş olması ve uyuşturucu kullanmadıklarını belirten sanıkların bu maddeleri de başkalarına temin amacıyla bulundurduklarının anlaşılması karşısında; “satışa arz” seçimlik hareketinin son bulduğu bu tarih suç tarihi olarak kabul edilmelidir. Basit bir örnek vermek gerekirse; 17.09.2014 tarihinde sanıkların evinde birer kilogram “eroin” bulunmuş olsa idi bu suç tarihini ve ele geçen eroini yok kabul edip TCK’nın 188/4.maddesi gereğince artırım yapılamayacak mıydı? 27.04.2016



    Hemen Ara