Esas No: 2020/4769
Karar No: 2020/5843
Karar Tarihi: 14.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4769 Esas 2020/5843 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 25.05.2018 tarih ve 2015/1143-2018/599 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 20.12.2006 tarihinde 18 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin davalıya ait taşınmaza ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, davalının bu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmeye istinaden davacının bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı tarafından 20.01.2012 günlü ihtarname ile sonlandırıldığını, bu tarihten sonraki süreler için bayilik sözleşmesi ve ilintili sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini, davacının davalıya bugüne kadar 1.547.325 TL kira bedeli ödediğini, istasyona 128.977.92 TL sabit yatırım yaptığını belirterek kira süresinin tamamı nazara alınarak davalıya ödenen kira bedelinin, geçersiz ve davacı şirket tarafından kullanılamayacak kira süresine karşılık gelen 1.134.048,11 TL’nin KDV’si ile birlikte davalıya ödeme tarihinden itibaren, ayrıca söz konusu tutarın dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) ve davacının bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 504.197.80 TL’nin KDV’si ile birlikte dava tarihinden itibaren avans faiziyle, sabit yatırım bedelinin geçersiz ve davacı şirket tarafından kullanılamayacak süresine karşılık gelen 95.086.90 TL’lik kısmının (ana para) KDV’si ile birlikte ve yine söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkilinin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 41.347.05 TL’nin KDV’si ile birlikte avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalının kendisine yapılan ödemeyi sözleşmede belirlenen amaca uygun olarak kullandığını, davacı tarafından ödenen tutarın, önemli bir kısmının sözleşme uyarınca istasyon inşaatı için harcandığını, davalının mamelekinde bir artış meydana gelmediğini, davalının iyi niyetli olduğunu iadeyle yükümlü olmadığını, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmediğini, davalının süresi dolan sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirdiğini, davacı taleplerinin dayanaktan yoksun ve fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında 20.12.2006 tarihinde 18 yıl süreli olarak imzalanan kira sözleşmesinin, bayilik sözleşmesinin sona ermesiyle süresinden önce sona erdiği, peşin ödenen kira bedelinden kullanılmayan döneme tekabül eden kiranın 1.638.245,92 TL olduğu, bu tutarın istirdadı gerektiği, sabit yatırımlarla ilgili olarak ise bu yatırımların yapılıp yapılmaması veya ne miktarda hangi ölçüde yapılacağının sözleşmenin süresine bağlı olmadığı, bu yatırımların yapılmasının zorunlu olduğu gerekçeleriyle sabit yatırım bedelleri ve bunların semeresine yönelik talebin reddine, kira bedeline yönelik talebin kabulüne, 1.638.245.92 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 20.01.2012’den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2014/12152 Esas ve 2014/17073 Karar sayılı ve 27.11.2014 tarihli kararı ile; "1-Davacı kira bedeli dışında davalının bedelleri kendilerince karşılanan sabit yatırımların akdin feshinden sonra kullanmasından dolayı alacak isteminde bulunmuştur. Davacının sabit yatırımlarla ilgili talebi yönünden gerektiğinde mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise halen davalı tarafça ticari işlerinin devamı için kullanılıp kullanılmadığı, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit olunarak, eğer değer katmış ise bunun davacı tarafça talep edilebileceği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
2- Davalının temyizi yönünden ise; bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine elverişli değildir. Zira söz konusu raporda hesaplamanın nasıl yapıldığı, sözleşme süresi yönünden sözleşmenin devam ettiği sürenin kalan süreye orantılar şekilde hesaplama yapılıp yapılmadığı hususlarında açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece ayrıntılı incelemeyi içerir ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması için hükmün bozulmasını gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu akaryakıt istasyonunun kullandığı taşınmaza ilişkin kira sözleşmesi davalı tarafından kira süresinden önce feshedildiğinden, peşin ödenen kira bedelinden kullanılmayan döneme tekabül eden kiranın 1.114.921,84 TL olduğu, ayrıca davalıya kira bedeli olarak verilen ana paranın kullanılmayan kısmının semerelerini davacıya ödemekle yükümlü olduğu, sabit yatırımların kalıcı nitelikte kullanılmış olduğu gerekçesiyle kullanılmayan süreye yönelik kira bedeline ilişkin talebin kısmen kabulüyle 1.114.092 TL"nin sözleşmenin fesih tarihi olan 20.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, ana paranın kullanılmayan kısmının semereleri olan 504.197,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, sabit yatırım bedeli olan 95.086,90 TL"nin tahsiline karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı tarafından talep edilen 1.134.048,11 TL kira bedeli, 504.197,80 TL ana paranın kullanılmayan kısmının semereleri, 95.086,90 TL sabit yatırım bedeli ve 41.374,05 TL alacak kalemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, yargılama gideri ve davada hükmedilmesi gereken harçlar eksik, aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri yanlış hesaplanmış ve bozmayı gerektirmiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7. maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkeme hükmünün 2., 4., 5., 6. ve 7. bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine “2” nolu bent olarak “Alınması gereken 117.040,76 TL harçtan peşin alınan 26.354,00 TL"nin mahsubu ile eksik kalan 90.686,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,”, “4” nolu bent olarak “Davacının yaptığı 824,55 TL tebliğ ve posta gideri, bilirkişi ücreti 4.325,00 TL olmak üzere toplam 5.149,55 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.971,59 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”, “5” nolu bent olarak “Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 75.351,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” “6” nolu bent olarak “Davalının yaptığı 50.- TL’nin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1,73 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”, “7” nolu bent olarak “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.096,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibarelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.