Esas No: 2019/3222
Karar No: 2021/4986
Karar Tarihi: 07.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/3222 Esas 2021/4986 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 132 ada 2 parsel sayılı 172,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., maliki bulunduğu 132 ada 3 parsel sayılı taşınmazın adına eksik yüzölçümü ile tespit edildiğini, mevcut eksikliğin 132 ada 2 parselde kaldığını ileri sürerek, sözkonusu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ve kendisine ait 132 ada 3 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 132 ada 2 sayılı parselin fen bilirkişisinin 05.04.2012 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterdikleri 12.56 metrekarelik kısmının iptali ile bu kısmın 132 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapusuna eklenerek 132 ada 3 parselin 654.13 metrekare, 132 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 159.62 metrekare olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., tapuda adına kayıtlı 132 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ait olması gereken taşınmaz bölümünün komşu hatalı ölçüm sonucu davalı 132 ada 2 sayılı parselin içinde ölçülüp ... adına tescil edildiğini iddia ederek dava açmış; davalı ise yapılan kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmazın mevcut sınırları ile tespit gördüğünü ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının tasarruf ve zilliyetliğinde olan 12,56 metrekarelik kısmın kadastro tespiti sırasında davacıya ait tapulu alan içinde kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki;
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık sınır uyuşmazlığına ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz ile davacıya ait taşınmazın kadastro tespitlerinin zilyetliğe dayanılarak yapıldığı anlaşıldığına göre, sınırın zilyetlik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki; Mahkemece, bilirkişi marifetiyle zeminde kullanım sınırı yönünde araştırma yapılmamış, keşif mahallinde çekişmeli
taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş teşhise elverişli fotoğrafları rapora eklenmemiş, uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, keşifte beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasında kullanım durumlarına ilişkin çelişki oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, söz konusu çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmemiş; çekişmeli taşınmazların kimden kaldığı, kim tarafından ne zamandır ve ne sebeple kullanıldığı hususları kesin bir şekilde belirlenmeksizin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca: doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi ve ziraat bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında dinlenilecek mahalli bilirkişiler ve tanıklardan, taşınmazların hangi tarihten beri kimin zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususunda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının açıklanması ve tespitten önceki döneme ilişkin uydu fotoğraflarından yararlanılması suretiyle bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.