Esas No: 2017/1188
Karar No: 2018/1113
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1188 Esas 2018/1113 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 6. İş Mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 09.12.2014 gün ve 2012/134 E., 2014/719 K. sayılı karar davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekili ve davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 10.11.2015 gün ve 2015/8336 E., 2015/19906 K. sayılı kararı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre temyiz davalılar ... Tesis Yönetim Hizmetleri AŞ ile ... Hidrolik Müh. San. Tic A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 11.08.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %53,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davalılardan ... hakkında açılan dava atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde aleyhine hüküm kurulan davalılar ... Tesis Yönetim Hizmetleri AŞ ile ... Hidrolik Müh. San. Tic AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz edenin sıfatına temyizin kapsamına ve nedenlerine göre davalı ...’a yönelik dava ile ilgili olarak kurulan hüküm ile maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin yerel mahkeme değerlendirmesi isabetlidir. Manevi tazminata gelince; manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş kazası sonucu % 53,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının kusurunun bulunmadığı, davalı ... Hizmetleri AŞ’nin %25, davalı ... Müh. San. Tic AŞ’nin ise %75 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 100.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatın fazla takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar ... Tesis Yönetim Hizmetleri AŞ ile ... Hidrolik Müh. San. Tic AŞ vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER: Davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekili ve
davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin 11.08.2008 tarihinde ... Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş.’nin temizlik işini üstlendiği ... Hidrolik Mühendislik Sanayi Ticaret A.Ş.’nin boyahane bölümünde yerdeki boyaların çıkmaması nedeniyle yetkililer tarafından yere dökülen tiner ile temizlik yaparken yer temizleme makinesinin fırçalarının aşırı ısınması sonucu meydana gelen patlamada yanarak iş kazası geçirdiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, tüm kusurun davalılarda olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107. maddesi kapsamında belirlenecek olan maddi tazminat ile tarafların kusur ve sorumluluk derecesi belirlendikten sonra bildirilecek olan manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ... Hizmetleri A.Ş. ve davalı ... (Farc Servis)’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından 24.04.2014 tarihinde davalı ... Hizmetleri A.Ş. ile davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. aleyhine açılan iş kazası nedeniyle 150.000,- TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline yönelik davanın 12.05.2014 tarihinde işbu dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili 31.10.2014 tarihinde tamamlama harcı yatırarak verdiği dilekçede talep ettiği toplam maddi tazminatı 49.332,03 TL olarak belirtmiş ve 09.12.2014 tarihli celsede davalı ... (Farc Servis) yönünden davayı takipten vazgeçmiştir.
Davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekili sigortalı ile aralarında hizmet ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın sıfat yokluğundan reddinin gerektiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın Aksigorta A.Ş.’ye ihbarının gerektiğini, iş kazasının meydana gelmesinde davacının ihmalinin bulunduğunu, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, öncelikle davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekili davanın tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın ihbar edilmesinden önce alınan bilirkişi raporunda belirtilen %75 oranındaki kusuru kabul etmediklerini, davacının temizlikte kullandığı tinerin kim tarafından davacıya verildiğinin belirsiz olduğunu; müvekkil şirketin temizlik işiyle uğraşmadığını, bu nedenle profesyonel bir temizlik firmasından yardım aldığını, uzmanlık alanı olmayan bir konuda patlamanın meydana gelmesini bilebilecek durumda olmadığından kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... (Farc Servis) tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece davacı ..."un 11.08.2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle %53,0 oranında malul kaldığı, meydana gelen olayda davalı ... San. Tic. A.Ş"nin %75 oranında, davalı ... Hizmetleri A.Ş"nin %25 oranında kusurlu oldukları, kazalı ... ile taşeron konumundaki ..."ın kusursuz olduğu kabul edilerek peşin sermaye değerinin kusur oranına göre tenzili ile 49.332,03 TL maddi tazminatın, 100.000,- TL manevi tazminatın davalı ... Hizmetleri A.Ş. ile davalı ... A.Ş.’den tahsiline ve davacı vekili tarafından davalı ... (Farc Servis) yönünden takipsiz bırakıldığından bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün davalı ... Hizmetleri ...vekilinin ve davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, önceki kararda davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının yerinde olduğu gerekçesiyle direnilmiştir.
Direnme hükmünü davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekili ve davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: somut olay bakımından iş kazası nedeniyle davacı yararına takdir edilen 100.000,- TL manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
Öte yandan, mülga 818 sayılı BK."nun 47’nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak tazminatın takdirinde etkili olabileceği, 22.6.1966 gün ve 1966/7 E. 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yine BK 47’nci (TBK 56) maddesi hükmüne göre hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat ne de cezadır, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir yaptırım da değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nisbetinde iadesini amaçladığından, hâkim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 4’üncü maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (HGK 28.05.2003 gün ve 2003/21-368 E.,2013/355 K.; 23.06.2004 gün, 2004/13-291 E., 2004/370 K. ve 19.06.2013 gün ve 2013/21-20 E., 2013/868 K.).
Somut olayın incelenmesinde, 11.08.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalının iş kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı ancak iş kazasının meydana geldiği tarih ve bu tarihteki paranın alım gücü ile iş göremezlik derecesi dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, somut olay itibariyle mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu, bu yönüyle de direnme kararının onanmasının doğru olacağı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Bu nedenle direnme kararının bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekilinin ve davalı ... Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.05.2018 gününde ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.