Esas No: 2001/10-133
Karar No: 2001/161
Karar Tarihi: 21.2.2001
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/10-133 Esas 2001/161 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Genel Kurulu 2001/10-133 E., 2001/161 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.7.1999 gün ve 1998/1335 E. 1999/1386 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi"nin 21.3.2000 gün ve 1999/6138 E. 2000/1745 K. sayılı ilamiyle;
(....1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava sonucu itibariyle, davacı Bağ-Kur"un davalı banka nezdindeki hesapları arasındaki havalelerde 1479 sayılı Kanuna 2423 sayılı Kanunla eklenen ek 6.maddede öngörülen 15 günü aşan gecikmeler olduğundan bahisle, anılan maddeye göre gecikilen süre ile orantılı olarak tahakkuk ettirilen cezai şart niteliği itibariyle vadeli mevduat faizi alacağının temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Öncelikle 1479 sayılı Kanuna 2423 sayılı Kanunla ek 6.madde hükmünde öngörülen vadeli mevduat faizi alacağı;
hukuki niteliği itibariyle Borçlar Kanunu madde 158 kapsamında cezai şart olup; ilgili bankaların Kurum adına tahsil ettikleri veya her ne nam altında olursa olsun Kurum"a olan diğer borçlarını Bağ-Kur hesaplarına süresinde intikal ettirmemeleri halinde ödenmesi gereken asıl alacağın fer"i niteliğinde ancak ayrı bir edimdir. Giderek muaccel hale gelmiş ceza şartın ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde;
Borçlar Kanununun 101 ve devamındaki madde hükümlerine göre temerrüt faizi yürütülmesi gereği açıktır. Bu yönde; Borçlar Kanununun 101.maddesine göre; borçlunun temerrüdü için alacaklının ihtarı gerekmekte ise de; taraflarca borcun ifa edileceği günü biliniyor ya da bilinebilir olması durumunda artık borçlu, ihtar şartı aranmaksızın bu günün dolması ile mütemerrit olur.
1479 sayılı Kanun"a 2423 sayılı Kanunla ek 6 maddede öngörülen cezai şart yönünden; cezai şarta ilişkin borcun ifa edileceği tarih yasa ile belli edilmiş olup, başka ifade ile bu borcun ifa edileceği tarih taraflarca bilindiğinden artık borçlunun mütemerrit duruma düşmesi için ihtar şartı aranmaz; giderek cezai şartın muaccel olduğu tarihten itibaren tahsil tarihine kadar temerrüt faizi yürütülmelidir.
Öte yandan; TTK 21/2.maddesi hükmüne nazaran taraflardan sadece biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler diğeri için de ticari iş sayılacağından; 1479 Sayılı Kanunun ek 6.maddesi kapsamında öngörülen cezai şart niteliğindeki vadeli mevduat faizi alacağı için temerrüt faizi, 3095 sayılı Kanuni Faiz ile Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2.maddesi kapsamında TC. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faizi oranına göre belirlenmelidir. Ne var ki, herhalde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun madde 74"de öngörülen taleple bağlılık ilkesi de gözönünde tutulmalıdır. Keza cezai şart alacağının tamamının tahsiline dek, ödenmeyen kesimi için temerrüt faizine hükmedilmesi gereği de açıktır.
Somut olayda; dava dilekçesinde, 1479 sayılı Kanuna 2423 sayılı Kanunla ek 6.madde kapsamında vadeli mevduat faizi alacağının 7.325.246.561 TL. olarak öngörülmesinden sonra davacı Kurumun bila tarihli dilekçesinde, 1992 yılına ait vadeli mevduat faizinde 276.130 TL."lik hesap hatası yapılarak cezai şarta ilişkin iş bu alacağın bu miktar kadar fazla belirlendiğinin öngörülmesi karşısında; 276.130 TL.lik miktara ilişkin istemin belirtilen nedenle reddi yerine aksinin kabulü giderek 7.324.970.431 TL. cezai şarta ilişkin vadeli mevduat faizi alacağına yürütülen temerrüt faizinin başlangıç tarihlerinin yukarıda öngörülen esas da gözetilerek hüküm fıkrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun madde 389.uyarınca açıkça öngörülmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara ve ikinci bentte davacı yararına yapılan bozma nedenine göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin temyizine gelince:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararının ikinci bendinde açıklanan nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; istek halinde temyiz ilam harcının iadesine,
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.