Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/19-17 Esas 2001/151 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2001/19-17
Karar No: 2001/151
Karar Tarihi: 14.02.2001

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/19-17 Esas 2001/151 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2001/19-17 E., 2001/151 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/19-17 E., 2001/151 K.

  • ALACAK DAVASI
  • HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN ZARAR
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 83 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.11.1998 gün ve 1996/320 E. 1998/402 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi"nin 11.5.1999 gün ve 1999/2590 E. 1999/3241 K. sayılı ilamiyle;

    (... 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

    2-Haksız fiilden kaynaklanan zararın olay tarihinde ve memleket parasıyla gerçekleşeceği kabul edilerek davacının zararının o tarihteki Türk Lirası karşılığı tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yabancı para üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini isteğine ilişkindir.

    Davacı; yabancı plakalı aracını trafik kazası sonucu hasar aldığı için gümrüğe terk etmesinden kaynaklanan zararının yabancı para ile tazmini, aracın rayiç değerinin esas alınması isteğiyle dava açmıştır.

    Davalı davanın reddini savunmuştur.

    Aracın % 25 hasarlı olarak gümrüğe terk edildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmaktadır.

    Mahkemece; "davanın kısmen kabulüne, 31.08.1998 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtilen 2400 DM ile 5.919.000 TL nin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 2400 DM nin ödeme tarihinde aynen ya da o tarihteki kur üzerinden (piyasadaki kur üzerinden) hesaplanarak karşılığı olan Türk lirasının ödemesinin yapılmasına, aynı bilirkişi raporunda belirtilen ve davacı vekilince de karşı tarafın sigortalısından alınması gereken 25.000.000 TL nin davacı tarafça alınmış olduğu kabul edildiğinden bu miktarın ödeme sırasında davalı tarafça ödenmesi gereken miktardan indiriminin yapılmasına, Türk Lirası olarak ödenmesi gereken 5.919.000 TL ye olay tarihi olan 22.07.1994 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazla kısmın (TL ve DM nin ) reddine" karar verilmiştir.

    Özel Daire; "Haksız fiilden kaynaklanan zararın olay tarihinde ve memleket parasıyla gerçekleşeceği kabul edilerek davacının zararının o tarihteki Türk Lirası karşılığı tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yabancı para üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir." Gerekçesiyle hükmün oybirliği ile bozulmasına karar vermiştir.

    Yerel Mahkeme önceki kararında direnmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

    Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; haksız fiilden kaynaklanan zararın fiili ödeme tarihindeki aynen yabancı para veya yabancı paranın Türk parası karşılığı şeklinde tazmininin mümkün olup olmadığının çözümlenmesinde , toplanmaktadır.

    Tazminat talebinin amacı, zarar gören kişinin zararının karşılanmasıdır. Burada tazminatın konusu olan para, zararın karşılanması için bir araçtır. Paranın miktarı ise zarar görenin , zararı ortadan kaldırmak için yapacağı harcamaya göre belirlenir. Zarar gören ve zarar veren ülke içinde oturan kişiler ise tazminatta ülke parasına göre belirlenecektir. Ancak zarar görenin yabancı olması ya da zararını yabancı para ile karşılaması halinde hangi para biriminin uygulanacağı sorunu ile karşılaşılmaktadır. Bu konuda Alman Federal Mahkemesi kararlarında tazminat talepleri hakkında yabancı paraya değil ülke parasına hükmedileceği belirtilmiştir. Zararın yabancı para ile giderilmesi halinde de yabancı paranın sadece zararın ve zarar miktarının tespitinde rol oynayacağı kabul edilmiştir. Bu kabul şekli Fransız Hukukunda da benimsenmiştir.

    Türk hukukunda da bazı özel hallerde sözleşmeye bağlı olarak yabancı para ile ödeme kabul edilmişse de haksız fiilden kaynaklanan alacaklar konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşme hukukunda taraflar tabi olacakları kuralları bilir ve aralarında aksini kararlaştırabilirler. Özellikle kasta dayalı olmayan (örn. trafik kazasından kaynaklanan) haksız fiillerde ise tarafların bu şartları belirleme ve değiştirme olanakları yoktur. Haksız eylem mala ilişkin ise zarar da haksız fiilin gerçekleştiği anda gerçekleşir.

    Somut olayda; Türk vatandaşı olan davacıya ait yabancı plakalı araçta Türkiye" de meydana gelen haksız fiil sonucu zarar gerçekleşmiştir. Zarar gören de zarar veren de Türk vatandaşıdır. Ortada sözleşme dışı bir sebepten kaynaklanan tazminat talebinin bulunduğu açıktır. Sözleşmeye dayalı olmayan tazminat taleplerinde ise yabancı paraya hükmedileceği konusunda yasalarımızda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Türk parası üzerinden tazminata hükmedilmesi ise genel kuraldır. Diğer yandan Borçlar Kanununun 83. maddesi sözleşmelerle ilgili olup, haksız fiillere diğer bir deyimle haksız eylemden kaynaklanan tazminat taleplerine uygulanma olanağı da yoktur. Dahası haksız fiilin hukuki niteliği itibariyle kıyas yoluyla da uygulanamaz.

    Öte yandan; bilindiği üzere mala ilişkin zarar haksız fiilin gerçekleştiği anda meydana gelir. Zararın gideriminde amaç ise haksız fiil tarihinde zarar görenin mal varlığında bu haksız fiilden kaynaklanan azalmanın giderilmesidir.

    Şu durum karşısında; davacı zararının haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabulü ile buna göre hüküm kurulması gerekir.

    Açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,14.02.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Hemen Ara