Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/1-67 Esas 2001/36 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2001/1-67
Karar No: 2001/36

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/1-67 Esas 2001/36 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2001/1-67 E., 2001/36 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/1-67 E., 2001/36 K.

  • ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
  • ELATMANIN ÖNLENMESİ
  • İŞGAL TAZMİNATI
  • KİRA SÖZLEŞMESİ
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 153 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki " elatmanın önlenmesi ve işgal tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 28.12.1999 gün ve 1999/331 E.-1999/635 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 12.4.2000 gün ve 2000/4254 E.-2000/4148 K. sayılı ilamiyle; (...Vakıf taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerine son vermek amacıyla Tabii Afetlerden Zarar Gören Taşınmazların Afet Öncesi Kiracılarına Kiracılık Hakkı Tanınması ve Devam etmekte Olan Kira Sözleşmelerinin Sona Erdirilmesi ile ilgili olarak 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Ek Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 4331 sayılı Kanun 23.1.1998 tarihinde kabul edilip 27.1.1998 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.

    Söz konusu kanunun 2.maddesiyle 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 6.maddenin birinci fıkrasında "Vakıflar Genel Müdürlüğünün mazbut ve mülhak vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin kira sözleşmeleri bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona erer" hükmü getirilmek suretiyle mevcut kira sözleşmelerine son verilmiştir. Bu açık hükümden anlaşılacağı üzere kira sözleşmelerinin belirtilen tarihte sona ermesi hiçbir taraf işlemine veya herhangi bir koşula bağlı tutulmamıştır. Esasen kanun koyucunun amacı devam eden kira sözleşmelerini ortadan kaldırmak, tarafların anlaşmaları halinde yeni kira sözleşmelerinin yapılmasını sağlamaktan ibarettir.

    Maddenin daha sonraki fıkralarında ise yeniden yapılacak kira sözleşmelerinin nasıl yapılması gerektiği ve yapılma süreleri açıklanmış ayrıca kanun gereği kira sözleşmeleri son bulan kiracılara idarece önerilen koşulları ve kira bedelini kabul ettikleri takdirde yeni kira sözleşmeleri yapmaları için öncelik hakkı tanınmış, öngörülen koşullarda ve sürede yeni bir kira sözleşmesi yapmayan kiracıların da ne şekilde tahliye edilecekleri hükme bağlanmıştır.

    O halde, geçici 6.maddenin birinci fıkrası hükmüyle kira sözleşmeleri son bulan kiracıların, sonra gelen fıkralarda belirtilen sürede ve koşullarda yeni kira sözleşmeleri yapmamaları halinde haksız elatan (Fuzuli şagil) durumuna düşeceklerinde kuşku yoktur. Daha açık bir anlatımla 4331 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince raiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemiyecekleri açıktır.

    Ne var ki, 4331 sayılı kanun Anayasa Mahkemesinin 20.5.1998 tarih 1998/10 esas 1998/18 karar sayılı ilamı ile iptal edilmiş; aynı zamanda iptal kararının resmi gazetede yayınlanacağı güne kadar 1998/3-2 karar sayası ile) yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş; bu karar 20.5.1998 iptal kararı ise 12.12.1998 tarihli resmi gazetede yayımlanarak infaz edilebilir hale gelmiştir.

    Hemen belirtmek gerekir ki, iptal edilen kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması, hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasa"nın 153/5.maddesi ile iptal kararının geriye yürüyemiyeceği kuralı kabul edilmiştir. Nitekim, değinilen bu kural (keyfi tasarrufları ve haksız kazançları önlemek; adalet ilkesini gerçekleştirmek gibi bazı istisnalar dışında) tüm Yüksek Mahkemelerce aynen kabul edilerek uygulana gelmektedir.

    Yine uygulamada ve doktrinde, devam eden uyuşmazlıklar ve tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kuralın derhal yürürlüğe girme (L.effet immediat dela loi novelle) niteliği nedeniyle uygulanacağı görüşü benimsenmiş olmakla yukarıda değinilen 6.maddenin birinci fıkrası hükmü vakıf taşınmazlara ait kira sözleşmelerini 27.4.1998 tarihinde sona erdirip işlevini tamamlamış ve hukuki sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla belirtilen tarihten sonra devam eden bir hukuki münasebetin (kira ilişkisinin) veya taraflar arasındaki çekişmenin varlığı kabul edilemez. Bunun yanında kira sözleşmeleri, bir taraf işlemini veya koşulu gerektirmeksizin kanun gereği sona erdiklerinden önceki sözleşmeler hakkında mahkemelere başvurma olanağı da bulunmamaktadır. 4331 sayılı kanunun i6.maddesinin 2 ve 3 fıkralarında öngörülen süreler ve açılacak davalar ise tamamen yeni yapılacak kira sözleşmelerine ilişkin olduğundan son bulan kira sözleşmelerine ait bir uyuşmazlık olarak değerlendirilemez.

    Açıklanan ilkeler gözetildiğinde iptal kararının geriye yürümesini zorunlu kılan bir nedenden söz etme olanağı yoktur. Aksinin kabulü Anayasanın 153/5.maddesine ve kazanılmış hak kuralına ters düşen bir sonuç ortaya çıkarır.

    Somut olayda davalıya yöntemine uygun biçimde gerekli tebligat yapılmış davalı süresi içerisinde yeni bir kira sözleşmesi yapmadığı gibi; bir aylık sürede hükmen kira tesbiti yönünde dava açmışta değildir. Böylece taşınmazda haksız elatan (işgalci) durumuna düşmüştür.

    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacı idarenin eski dönem ve eski şartlara ilişkin olarak açtığı kira tesbit davasına yanlış anlam verilmek suretiyle davanın reddedilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ :Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara