Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/4458 Esas 2020/2791 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4458
Karar No: 2020/2791
Karar Tarihi: 25.06.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/4458 Esas 2020/2791 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/4458 E.  ,  2020/2791 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R
    A)Davacı İstemi:
    Dava, davalı şirket bünyesinde 2005-2009 yılları arasında kesintisiz olarak, 2009-2013 yılları arasında eksik bildirilen günlerin tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; öncelikle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, açılan davanın hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının belirttiği dönemlerde 506 sayılı yasanın 2. ve 6. Maddeleri anlamında fiili, sigortalı olarak adlandırılabilecek çalışmaları bulunduğunu ispatlamak zorunda olduğunu, yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına göre 506 sayılı yasanın 79/10 maddesine dayanılarak açılan hizmet tesspiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen araştırma yapılması gerektiğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı şirket tarafından cevap verilmemiştir.C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince ; “..... şirketin 28/11/2002 tarihinde kanun kapsamına alındığı, dinlenen tanık beyanlarından şirketin yetkilisinin ... olduğu, davacının ilk hizmetinin bildirildiği ... adlı işyerinin ise 05/11/2008 tarihinde kapsama alındığı, davacının çalıştığını iddia ettiği iş yeri ile sigortası bildirilen işyerinin aynı kişiye ait olduğu, bu şekilde bu bildirilen çalışmanın kesintiye sebep olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.Bu şekilde dinlenen davacı ve bordo tanıklarının davacının çalışmasını destekledikleri kaldı ki bir kısım çalışmasının da bildirildiği görülmekle davacının iddiasının mahkememizce yapılan yargılama kanıtlandığı davacının 31.03.2005-30.06.2013 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde davalı işyerinde çalışması olduğu kabul edilerek eksik bildirilen günlerin tamamlanması gerektiği anlaşılmış ve davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davacının davasının KABULÜNE,
    ... sigorta sicil numaralı davacının 31.03.2005-30.06.2013 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde ... sicil nolu işyerinde çalıştığının TESPİTİNE, söz konusu tarihler arasındaki eksik bildirimlerin tamamlanması gerektiğinin TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;Feri Müdahil istinaf başvurusunda ; Davacının taleplerinin 506 sayılı yasanın 79.maddesi gereğince hak düşümüne uğradığını bu döneme ilişkin istemin hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini kamu düzenine dayalı olan bu tür tespit davalarında sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığı resen belirlenmesi gerektiğini eksik inceleme ile yetersiz tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiğini belirterek kararın kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince ""Somut olayda dinlenen bordro tanıkları ... ve Hatice Ülker"in çamaşırhanede bordro tanığı ... "ün davacının kantinde garson olarak çalışması konusundaki beyanları ayrıca dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının 2005 yılı Mart 2009 yılı Temmuz ayı arasında davalı şirkete bağlı olarak ... Doğumevi Hastanesinin kantininde 2009-2013 yılları arasında davalı şirketin ... Bölgesindeki çamaşırhanesinde çamaşırcı olarak çalıştığı 2009-2010 arasında çalışmalarının 2010/5-6-7 aylar ayrık olarak firma yetkilisi ... üzerinden ve 2010-2013 tarihleri arasında sigortasının davalı şirket üzerinden gösterildiği ve mahkeme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle ... 6. İş Mahkemesi"nden verilen 12.06.2018 tarihli, 2014/749 Esas 2018/384 Karar sayılı hükmüne yönelik Fer"i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.E)Temyiz:Davalı Kurum vekili; Haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, öncelikle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, açılan davanın hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının belirttiği dönemlerde 506 sayılı yasanın 2. Ve 6. Maddeleri anlamında fiili, sigortalı olarak adlandırılabilecek çalışmaları bulunduğunu ispatlamak zorunda olduğunu, yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına göre 506 sayılı yasanın 79/10 maddesine dayanılarak açılan hizmet tesspiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen araştırma yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava, davacının davalı işyerinde 2009-2013 yılları arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir. Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 1.7.1973 doğumlu davacının kantin işletmesi- gıda alım satımı mahiyetindeki işyerinde garson ve çamaşırcı olarak çalıştığı,... sicil nolu ... Gıda’nın 24.11.2012 tarihinde, ... sicil nolu ... Gıda’nın 28/11/2002 tarihinde , ... sicil nolu ... işyerinin 5.11.2008 tarihinde yasa kapsamına alındığı, ve bu işyerinin 31.5.2011 tarihinde yasa kapsamından çıktığı, davacı adına 28.8.2010 tarihli işe giriş bildirgesinin... Gıda ...Ltd.Şti. tarafından, 2.07.2009 tarihli işe giriş bildirgesinin ... tarafından, 01.10.2009 tarihli işe giriş bildirgesinin ... tarafından,16.1.2013 tarihli işe giriş bildirgesinin ... Gıda ...Ltd.Şti. tarafından, 22.02.2013 tarihli işe giriş bildirgesinin ... Gıda ..Ltd.Şti. tarafından verildiği, bir kısım çalışmaların bildirildiği, ücret bordrolarının dosyada olmadığı, ... Gıda Temizlik....Ltdi.Şti.nin 2005/5 ve 2013/6 arası dönem bordrolarının bulunduğu, Türkiye Kamu Hasateneleri Kurumundan gelen 5.10.2015 tarihli cevabi yazıda 2005- 2009 yılları arasında ... Doğumevi Hastanesinde ... adlı şahıs firmasının kantin işletmesi yaptığının belirtildiği, 3 tane bordro tanığı dinlendiği, diğer tanıkların ünvanlı hizmet cetvelleri olmadığından bordro taığı olup olmadıklarının anlaşılamadığı, davacının ... ,davalı şirket ve ... Gıda Temzilik Kantincilik Tekstil İletişim Medikal şirketinden yapılmış ayrı ayrı bildirimleri olduğu ,mahkemece yalnızca ... nin dönem bordrolarının getirtildiği, diğer bordroların olmadığı, Türkiye Kamu Hastanaleri kurumundan gelen cevabi yazıda 2005-2009 arası davacının çalıştığını iddia ettiği zübeyde hanım doğumevi nin kantin işletmesinin ... isimli şahısta olduğu ,dava dilekçesinin de 22.12.2014 te ... e tebliğ edildiği mahkemece davalı şirkete ve davacının bildirimleri olan diğer şirkete ait kayıtların ticaret sicilinden istenmediği,... ile davalı şirket arasında organik bağ kurulmadığı, dosyadaki verilerden 2009-2013 arası tespit edilen hizmetler yerinde ise da 2005-2009 arası çalışmaların ispatlanamadığı eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. anlaşılmıştır. Yapılacak iş, davalı şirkete ve davacının bildirimleri olan diğer şirkete ait kayıtları Ticaret Sicilden getirtmek, ... ile davalı şirket arasında organik bağ olup olmadığını belirlemek,bir bağ yoksa davalı gösterilmeyenleri davaya dahil etme ve zamanaşımı hususunu değerlendirmek , diğer şirket ve şahısa ait talep dönemi bordrolarını getirtmek,hizmet cetvelleri olmayan tanıkların hizmet cetvellerini kurumdan getirtmek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara