Günü : 25.1.2005

Sayısı : 875-8 

Taraflar arasındaki “grevin kanun dışı olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 1.İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.12.2003 gün ve 2003/188-6 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 6.10.2004 gün ve 2004/4478-22150 sayılı ilamı ile;

(...Davalı sendikanın yetki alıp toplu görüşme yaptığı .....lojistik Hizmetler Ltd.Şti.nin B. Ö."e ait .Mah. . Sok. No.adresinde faaliyet gösteren işyerinin grev uygulaması sırasında kapatılıp, davacının 8.7.2003 tarihinde açmış olduğu işyerinin aynı kargo şirketine ait araçlara hizmet verdiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Grev kapsamındaki işyerinin kapatılıp, aynı işlerin başka bir adreste başka bir kişiye ait işyerine nakledilmesi suretiyle grevin engellenmek istenmesi yasaya karşı hile durumunu oluşturur. Bu durumda davacı işyerinde yapılan grevin yasaya uygun bulunduğundan grevin yasa dışı olduğunun tesbiti ve ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması yolundaki davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN :Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, uygulanmakta olan grevin kanun dışı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Yerel mahkeme, davaya konu somut olayda 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu kapsamına giren bir grevin söz konusu olmadığı, işyerinde grev adı ile yapılan eylemin asayişe müessir bir hareket olarak nitelendirilebileceği, olmayan bir grevin tedbiren durdurulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, “davanın reddine” karar vermiştir.

2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 25.maddesinde “İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak veyahut bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denilir.” Şeklindeki hükme yer verilmiş, aynı maddenin 3.fıkrasında da “Kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan greve kanun dışı grev denilir...” hükmü öngörülmüştür.

Davalı sendika, Toplu İş Sözleşmesi yapmak üzere yetki belgesi alındıktan sonra anılan Kanunun 17. ve bunu izleyen maddeleri uyarınca Toplu İş Sözleşmesi prosedürünü başlatmış, görüşmelerde ve arabuluculuk safhasında anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı alarak, uygulamaya koymuştur.

Davaya konu olayda Kanunun öngördüğü yönteme uyulmuş olmakla, kanuni grev için aranan koşullar gerçekleşmiştir. İşçilerin iş akitlerinin feshedilerek işten çıkarılmış olması, yasal yönteme uygun olarak alınan grev kararının kanun dışı sayılmasını gerektirmez.

Belirtilen nedenlerle istemin reddine karar vermek gerekirken, kanuni grev hakkını ortadan kaldıracak gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 28.12.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.