Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/13-771 Esas 2005/773 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/13-771
Karar No: 2005/773
Karar Tarihi: 28.12.2005

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/13-771 Esas 2005/773 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/13-771 E.  ,  2005/773 K.

    "İçtihat Metni"

     

     

    Mahkemesi

    :

    Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü

    :

    28.6.2005

    Sayısı

    :

    2005/192-322

     

     

     

     

     

     

     Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 13. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 6.7.2004 gün ve 2003/362-2004/376 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 9.3.2005 gün ve 2004/15926-2005/3756 sayılı ilamı ile,

    (...Davacı, kiracı olup, depo ve arasıra irtibat bürosu olarak kullandığı taşınmaza ait su aboneliği nedeniyle, 15.8.2002-4.1.2003 dönemi için davalı idarece fazla su tahakkuk yapıldığını, tükettiği suyun tahakkuk yapılan miktar kadar olmasının fiilen mümkün olmadığını ileri sürerek, faturada belirtilen 1.100.491.000 TL borçlu olmadığının tespitini istemiştir.

    Davalı, dava konusu abonenin şikayetli başvurusu üzerine 6.2.2003 tarihinde sayacın değiştirildiğini, yapılan teknik muayene sonucunda sayacın doğru çalıştığının anlaşıldığını, çıkartılan faturada okuma yada tahakkuk hatası bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

    Mahkemece davacının dava konusu döneme ait su tüketim bedelinden dolayı 1.020.491.000 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    Davacı, kiracı olduğu taşınmazı 15.8.2002- 4.1.2003 tarihleri arasında depo olarak kullandığını, hiç su sarfetmediği halde 1.100.491.000. TL su faturası geldiğini, bu kadar sarfiyatı olmadığını bildirerek, borçlu olmadığının tespiti talebi ile iş bu davayı açmıştır. Davacının faturalara itirazı üzerine su sayacının değiştirildiği ve ihtilaflı dönemde takılı olan sayacın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ankara Ticaret İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayarlar Şube Müdürlüğüne gönderildiği, burada yapılan inceleme sonucu düzenlenen 18.2.2003 tarihli raporda sayacın doğru çalıştığı, mekanik bir hatanın görülmediği bildirilmiştir. Sayacı muayeneye yetkili olan kurumun yaptığı muayene ve verdiği rapor sonucu sayacın sağlam olduğu bildirildiğine göre, sayacın doğru çalıştığı ve endekslerinin doğru gösterdiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki, dava konusu sarfiyatın yapıldığı daire bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, üç oda bir salon, mutfak, banyo ve tuvalet olup asgari üç musluk bulunması gerekir. Sarfiyat yapıldığı dönemler olan 15.8.2002-28.9.2002 arasında 37 m3, 28.9.2002-15.11.2002 arası 142 m3 ,15.11.2002-4.1.2003 arası 95 m3 sarfiyat yapıldığı faturalarda belirtilmektedir. Bu miktar sarfiyat asgari üç adet musluğu bulunan bir dairede, davacının elinde olmayan herhangi bir nedenle açık bırakma, bozulma vs. gibi nedenlerle belirtilen sürede bu sarfiyatın olamayacağını da göstermez. Bu nedenle, bilirkişinin evvelki aylar harcamaları göz önüne alınıp, bir takım faraziyelerden gidilerek hesaplama yapılması ve bu rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir. Sayacın yetkili mercice yapılan kontrolünde mekanik arızası bulunmadığı ve doğru çalıştığı belirlendiğine göre, sayaçta görülen rakamlara ve sarfiyat miktarına itibar edilmesi gerekir. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili 

    HUKUK GENEL KURULU KARARI  

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    A-ÖN SORUN VE DEĞERLENDİRMESİ: Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, esasa geçilmeden önce, eldeki davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olup, olmadığı; uyuşmazlığın niteliğine göre Tüketici Mahkemesinin görevli bulunup, bulunmadığı ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

    Bu yönde bir ön sorunun gündeme getirilmesinin nedeni şudur:

    Taraflar arasındaki 16.6.2000 tarihli 211516 numaralı abonelik sözleşmesi uyarınca davacı, davalı nezdinde konut tipi su abonesi olup, tükettiğinden daha fazla miktardaki su için fatura gönderildiğini ileri sürmek suretiyle, eldeki davayı açarak, menfi tespit isteminde bulunmuştur.

    Anılan abonelik sözleşmesinde, abonelik türü “Konut” olarak gösterilmiştir.

    Davacı ile dava dışı kiralayan arasında, davaya konu menfi tespit isteminin konusunu oluşturan tahakkukun ilişkin bulunduğu yerle ilgili 1.4.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde de, kiralanan yerin ikametgah olarak kullanılacağı belirtilmiştir.

    Eldeki davada menfi tespit istemine konu edilen su bedeli tahakkuklarının da, mesken tarifesi üzerinden yapıldığı çekişmesizdir. Yine, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da, aynı tarifeye göre su bedeli hesaplanmıştır.

    Yerel Mahkeme, gerek bozulan önceki hükmünde ve gerekse direnme kararında, bilirkişi raporu ve tanık sözleri doğrultusunda, aboneliğin ilişkin bulunduğu yerin davacı tarafından ikametgah değil, depo olarak kullanıldığını benimsemiş; tüketilebilecek su miktarını bu benimseme çerçevesinde hesaplayan bilirkişi raporuna itibar etmiştir. Oysa, söz konusu bilirkişi raporunda, tüketilmesi muhtemel su miktarının hesaplanmasında söz konusu yer depo olarak kabul edildiği halde, bedel hesabının mesken tarifesine göre yapıldığı görülmektedir.

    Açıklanan bu olgular karşısında, eldeki davada Tüketici Mahkemesinin görevli bulunup bulunmadığı ön sorun olarak irdelenmiş ve şu sonuca varılmıştır:

    Gerek, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde abonelik türünün konut olarak gösterilmiş ve tahakkukların konut tarifesi üzerinden yapılmış olması, gerekse, kira sözleşmesinde kiralananın ikametgah olarak kullanılacağının kararlaştırılmış bulunması karşısında, eldeki davaya konu uyuşmazlıkta, davacının, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/e maddesi anlamında “tüketici”; davalının ise, aynı Kanunun 3/f maddesindeki tanım uyarınca “satıcı” durumunda bulundukları açıktır.

    Anılan Kanun’un 23. maddesi, “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmünü taşımaktadır. Bu hüküm, herhangi bir ayırım yapmaksızın, Kanun’un uygulanmasıyla ilgili olarak çıkabilecek tüm uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemelerinde bakılmasını öngörmüştür. Başka bir ifadeyle, 4077 sayılı Kanun, bir uyuşmazlığa tüketici mahkemesince bakılmasının tek koşulu olarak, uyuşmazlığın kendisinin uygulanmasıyla ilgili olarak çıkmış olmasını aramış, dava türleri (alacak, itirazın iptali, menfi tespit, gibi) açısından herhangi bir ayırım yapma yoluna gitmemiştir.

    Bu durumda, somut olayda davaya bakma görevi, tüketici mahkemesine aittir.

    B-ULAŞILAN ÇÖZÜM:

    Mahkemece yapılması gereken iş, Ankara’da Tüketici Mahkemesi bulunduğuna göre, görevsizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesinden ibarettir. Bu yön göz ardı edilerek, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

    Bozma nedenine göre davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları incelenmemiştir.

    SONUÇ: Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.12.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY 

     

    4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

     

    Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda davacı dava dilekçesinde ve yargılamanın diğer aşamalarında, abonelik sözleşmesine konu edilen yeri, depo olarak ve ara sıra irtibat bürosu olarak kullandığını söylemiş, yaptığı iş nedeniyle işyerinde sürekli olarak bulunmadığını, işyeri olarak kullanılan bu yerde bulaşık, çamaşır makinesi gibi makinaların da olmadığını belirtmiştir. Davacının açıkça işyeri biçimindeki iddiası, mahkemenin de kabulündedir. Böylece davacının davalı ile yaptığı abonelik sözleşmesinin davacıya ait işyerinin su ihtiyacının karşılanması amacıyla yapıldığı ve davacının, 4077 sayılı yasanın 3/e bendindeki “mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan” gerçek kişi olmadığı, yani “tüketici” olmadığı anlaşılmaktadır. Abonelik sözleşmesinin “konut aboneliği” biçiminde yapıldığı düşüncesiyle aksinin kabulü, yasadaki “tüketici” tarifine uygun düşmediği gibi, bu kavramı değiştirecek, genişletecek niteliktedir.

     

    Bu sebeple uyuşmazlığın çözümü tüketici mahkemelerin değil, genel mahkemelerin görevi içindedir.

     

    Yukarıda açıklanan nedenlerle işin esasına girilerek direnme kararının incelenmesi gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.

     

     

     

     

     

    Hemen Ara