Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/19-566 Esas 2005/620 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/19-566
Karar No: 2005/620
Karar Tarihi: 16.11.2005

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/19-566 Esas 2005/620 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/19-566 E.  ,  2005/620 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi

    Günü : 26.11.2004

    Sayısı : 793-772 

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.12.2002 gün ve 1997/761 E. 2002/874 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 21.6.2004 gün ve 2003/12027-7515 sayılı ilamı ile;

    (....Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan noter satış sözleşmesi ile 1975 model bir çekici satın aldığını, aracının gümrüğe girişinde usulsüzlük saptandığı için trafiğe kaydının yapılamadığını aracın çalışamaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, satın alınan aracın çürümeye başladığını tüm bu sorunlar nedeniyle müvekkilinin şehirlerarası yolculuk yapmak zorunda kaldığını ileri sürmüş ve toplam 3.000.000.000.-TL."nin satışın yapıldığı 31.07.1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı, somut olayda tarafına kusur yüklenemeyeceğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

    Mahkemece, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre tescil belgesindeki işlem, formunun sahte olduğu anlaşıldığından ayıplı mal satıldığı kabul edilmiş ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne 2.656.615.000.-TL."nin 31.07.1996 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

    Uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. Mahkemece TTK.nun 25/3.maddesinde belirtilen süreler içinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir...)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN :Davalı davalı

    HUKUK GENEL KURULU KARARI 

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

    Davacı, davalıdan 31.7.1996 tarihinde satın aldığı aracın trafik devri sırasında sahtecilik yapılması nedeniyle, adına devredilmesi gereken trafik tescilinin gecikmesinden dolayı zarara uğradığını ileri sürerek, 3 milyar TL. tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

    Davalı, usulsüzlüğün vekaleten trafik devir işlemini yapan Atakan trafik müşavirliği elemanlarından kaynaklandığını, kendisinin bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    Mahkemece; ceza dosyasında alınan rapora göre tescil belgesindeki işlem formunun sahte olduğu, ceza dosyasının sonucunun beklenmesine de gerek olmadığı, satışın ayıplı bir satış olduğu, davacının 31.07.1996 tarihi ile 10.07.1997 tarihleri arasında aracı adına tescil ettirememesi nedeniyle zarara uğradığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bu karar Özel Dairece; “Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3. maddesince belirtilen süreler içinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı üzerinde durulup tartışılmadan, hükmün eksik inceleme sonucu kurulmasının doğru olmadığı” gerekçeleri ile hükmü bozması üzerine, yerel mahkemece kurulan direnme hükmünde Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3. maddesi irdelenmiş ve sonuçta;çekişme konusu olayda gizli ayıbın söz konusu olduğu, burada söz konusu olan sahtecilik hakkında açılan ceza davasının henüz sonuçlanmadığı, dolayısıyla iğfalin mevcut bulunduğu, bu itibarla satım akti gereği davanın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve davacının dava açma hakkının bulunduğu” gerekçeleri ile önceki hükümde direnilmiştir.

    Yapılan bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece direnme hükmü kurulurken eylemli olarak bozma ilamına uyulduğu ve bozma ilamında gösterilen biçimde Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3. maddesinin tartışılıp değerlendirildiği, dolayısıyla Özel Dairenin denetiminden geçmeyen yeni bir hükmün kurulduğu görülmektedir.

    Bu durumda, mahkemece kurulan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenebilmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece verilen Yeni Hükme Yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 16.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi .

    Hemen Ara