Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/20-668 Esas 2005/570 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/20-668
Karar No: 2005/570
Karar Tarihi: 12.10.2005

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/20-668 Esas 2005/570 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/20-668 E.  ,  2005/570 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü : 10.11.2004

    Sayısı : 2004/344 E- 488 K.  

    Taraflar arasındaki "tescil ve meni müdahale" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.09.2003 gün ve 1999/473 E- 2003/373 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi"nin 30.03.2004 gün ve 2003/11857-2004/3064 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN :Davacılar vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI 

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

    Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.

    Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).

    Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).

    Somut olayda da aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.

    O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

    S O N U Ç:Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 12.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara