Esas No: 2005/17-536
Karar No: 2005/558
Karar Tarihi: 5.10.2005
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/17-536 Esas 2005/558 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İmranlı Kadastro Mahkemesi
Günü : 27.05.2005
Sayısı :2-13
Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İmranlı Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.10.2004 gün ve 2004/25 E, 15 K. sayılı kararın incelenmesi Davacı Hazine tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 17.02.2005 gün ve 2005/182 E. 1370 K. sayılı ilamı ile;
(...Kadastro sırasında 140 ada 1,3,4 parsel sayılı 12.522, 14.129, 35.361 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ayrı ayrı tapu kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı N. A.. adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı Hazine taşınmaların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kadastroca taşınmazlar tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak davalı adına tesbit edilmiş, davacı Hazine taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olduğu iddiasına dayanarak iptal ve tescil isteğiyle dava açmıştır. Kadastro tesbitleri tapu kaydına dayalı olarak yapılmıştır. Kayıtlar sahibi lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil edeceği cihetle uygulanarak taşınmazlara ait olup olmadıklarının ve ait olmaları halinde de kapsamlarının belirlenmesi zorunludur. Mahkemece tapu kayıtları getirtilmesine rağmen yerine uygulaması yapılmamış, nedenlerinin karar yerinde açıklaması yapılmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez, o halde tesbite esas alınan tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden tescil ilamı ile ilgili dava dosyası getirtilmeli, dosyanın aramalara rağmen bulunamadığının bildirilmesi durumunda ilam ve krokisi tapu sicil müdürlüğünden istenilmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarla tüm tesbit bilirkişileri huzurunda yerinde yeniden keşif yapılarak tesbite esas alınan tapu kayıtları ve krokileri yerel ve teknik bilirkişi aracılığıyla gereği gibi yerlerine uygulanarak aidiyet ve kapsamları saptanmalı,bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar olduğunda tanıkların bilgisine başvurulmalı, tescil ilamında Hazinenin taraf olması halinde ilamın ve ona göre oluşturulan tapu kaydının taraflarını bağlayacağı düşünülmeli, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 20/A maddesine göre kayıtların kapsamının krokisindeki sınırlara değer verilerek belirleneceği ilkesi gözönünde bulundurulmalı, kayıt miktar fazlası olan bölümlerin mer’a yada devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olup olmadığı davalının zilyet olması halinde zilyetliğin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, gerektiğinde kayıt miktar fazlalığı yönünden 3402 sayılı KY.nın 14.maddesinin kısıtlayıcı hükümleri de nazara alınmalı, taşınmazları çevreleyen 10 nolu parselin kadastro tutanağının ve dayanaklarının onaylı örneği getirtilerek taşınmazın niteliğinin ne olduğu üzerinde durulmalı, fen bilirkişisine yapılan keşif ve uygulamayı ve kayıtlarda yazılı sınır yerlerini yansıtır biçimde raporlu kroki düzenlettirilmeli ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Davacı hazine temsilcisi davaya konu 1, 3, 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro sırasında davalı adına tespit edildiğini, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarını, zilyetlikle kazanılmalarının mümkün olmadığını, tespitin iptali ile davacı hazine adına tesciline karar verilmesini istemişler; davalı, tespitin tapu kayıtlarına dayanılarak yapıldığını, davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece, hüküm bozulduktan sonra, bozma ilamında değinilen tescil ilamları ve ilgili dava dosyasının gönderilmesi için Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış; tapu sicil müdürlüğünce, ilk kayıt malikince davalıya satışa ilişkin vekâletname, tapu istem belgesi ve tapu senedi gönderilmiş, akabinde direnme hükmü kurulmuştur. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı bulunmayıp, yeni bir hüküm kurulduğunun kabulü gerekir.
O halde dosya yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklandığı üzere, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 5.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.