Esas No: 2005/19-541
Karar No: 2005/475
Karar Tarihi: 21.9.2005
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/19-541 Esas 2005/475 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul Asliye 2.Ticaret Mahkemesi
Günü : 14.4.2005
Sayısı : 530-244
Taraflar arasındaki “itirazın iptali ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul Asliye 2.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.12.2002 gün ve 1998/1652 esas 2002/1561 karar sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili ve feri müdahil vekil tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 26.09.2003 gün ve 2003/4095-8875 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı ve Feri Müdahil vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde harca esas dava değeri 199.857.741.670 TL. olarak gösterilmiş ve bu miktara göre, binde 54 oranındaki nispi karar ve ilam harcının dörtte birine tekabül eden 799.431.000 TL. nispi karar ve ilam harcı, dava açılırken ödenmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne hükmedilmesi üzerine hükmü temyiz eden davalı vekili ve fer’i müdahil vekilinden ayrı ayrı olmak üzere nispi temyiz harcı alınmış; hükmün 19.H.D. tarafından bozulması üzerine verilen direnme kararını da yine davalı vekili ve fer’i müdahil vekili temyiz etmişlerdir.
Davanın itirazın iptali istemine ilişkin bulunması nedeniyle, konusu belli bir değer (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ile ilgili bir dava niteliği taşıdığı; dolayısıyla, Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi anlamında “Değer ölçüsüne göre harca tabi” işlemlerden biri olduğu; esas hakkında hüküm verilmesi halinde (1) Sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınması gerektiği açıktır.
Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğine; eş söyleyişle, esas hakkında hüküm kurulduğuna göre, Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, dava değeri üzerinden (1) sayılı Tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınmalıdır.
Temyiz harcı konusuna gelince:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesine göre, temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmelidir. Bu hükümdeki “…Harç ve giderlerin tamamı ödenir” ifadesinin anlamı, karar ve ilam harcının tamamının değil, dörtte bir oranındaki temyiz harcının tamamının ödeneceğidir (10.5.1965 gün ve 1965/1-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).
Nispi harca tabi davalarda verilen esasa ilişkin hükümlerin temyizi sırasında, mahkeme kararında gösterilen nispi karar ve ilam harcının dörtte biri, temyiz harcı olarak peşin alınır.
Ne var ki, somut olayda olduğu gibi, yerel Mahkemenin nispi harç yerine maktu harç aldığı veya nispi harç oranı yahut miktarı konusunda yanılarak, alınması gerekenden daha az veya daha çok nispi harca hükmettiği hallerde; Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu, temyiz harcının tam olarak ödenip ödenmediğini denetlerken, Yerel Mahkemenin açıklanan şekillerde ortaya çıkabilecek yanılgılarıyla bağlı değildir; bu konuda bir temyiz itirazı olup olmadığını da gözetmeksizin, Yasa uyarınca alınması gereken miktarda temyiz harcının temyiz edenden alınmış olup olmadığını resen inceler.
Bu inceleme sonucunda, alınan temyiz harcının eksik olduğu belirlenirse, yapılması gereken, bu eksikliğin tamamlanması için dosyanın Yerel Mahkemeye geri çevrilmesidir. Zira, Harçlar Kanununun 32. maddesine göre, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz.
Somut olayda, Yerel Mahkeme, davanın hukuksal niteliğine uygun şekilde, ilk karar metninde karar ve ilam , temyizi aşamasında da temyiz edenlerden temyiz harcı olarak nispi harç almış olmasına rağmen, direnme kararını temyiz eden aynı taraflardan bu kez maktu temyiz harcı almıştır.
Her ne kadar bozmadan sonra ilk kararın temyizi için yatırılan harcın iadesine karar verilmişse ve iadesi için başvuruda da bulunulmuş ise de, bu miktarın iade edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Açıklandığı üzere, Yerel Mahkemenin bu işlemi , temyiz harcının tür ve miktarı itibariyle tam olarak ödenmiş olup olmadığı konusunda Yargıtay tarafından yapılacak denetimin kapsam ve biçimini etkilemez.
Başka bir ifadeyle, Yerel Mahkemenin yanlış ve eksik harç almış olması, temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay’ın Daire veya Hukuk Genel Kurulunu bağlamaz.
Harç eksikliğinin saptandığı bütün durumlarda, bu eksikliğin tamamlanması için dosyanın geri çevrilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, Yerel Mahkemece, direnme kararını temyiz eden davalı vekili ve fer’i müdahil vekilinden , dava değeri üzerinden nispi temyiz harcı istenilip tahsil edilmesi ve temyiz incelemesi yapılmak üzere yeniden gönderilmesi , şayet daha önce yatırılan temyiz harcı iade edilmemiş ve bu miktar yeterli görülmüş ise bu hususun açıklanması için, dosyanın geri çevrilmesi gerekir.
SONUÇ: Dosyanın, yukarıda açıklanan temyiz harcına ilişkin eksiklik tamamlandıktan sonra dizi pusulasına da bağlanarak yeniden gönderilmek üzere, Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.9.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.