Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/4-345 Esas 2005/364 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/4-345
Karar No: 2005/364

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/4-345 Esas 2005/364 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/4-345 E.  ,  2005/364 K.

    "İçtihat Metni"

     

     

    Mahkemesi

    :

    Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü

    :

    23.12.2004

    Sayısı

    :

    2004/529-609

     

     

     

     

     

     

     Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.3.2003 gün ve 2002/361-2004/121 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2.3.2004 gün ve 6449-2526 sayılı ilamı ile,

    (...1-Davacı, davalılardan B. A.’ın 20/2/2002 tarihinde düzenlediği basın toplantısında kendisi için “Mit Ajanımıdır nedir? Uydularımı var? Neyle beslenir, parası nereden, ağzından hiç hayırlı laf çıkmaz, söyledikleri şerdir, hep tahrik eden olmuştur” şeklindeki kişilik haklarına saldırı oluşturan sözler söylediğini, diğer davalının ise bunları alarak servise verdiğini belirtip manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiştir.

    Davalı B. A.’ın basın toplantısında söylediği ve diğer davalı tarafından yayınlanan ifadeler doğrudan davacının kişiliğini hedef alan eleştiri sınırları dışında ve gerçekliği de kanıtlanmamış beyanlardır. Hakaret nitelikli bu sözler nedeniyle davacının kişisel değerlerinin ihlal edildiğinin kabulü ile uygun görülecek tazminat miktarına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

    2-a)Mahkemece takdir edilen vekalet ücretine, katma değer vergisi eklenerek hüküm kurulmuştur. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 21. maddesinde; “bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı Yasa hükümleri gereği katma değer vergisi ayrıca ilave edilir”. denilmekte ise de, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Yasası’nın 20/4. maddesinde, “belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile biletle tahsil edilen hallerde tarife ve bilet bedeli, katma değer vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez.” hükmü ile Anayasa’nın 73. maddesinde belirtilen “vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” şeklindeki yasa maddelerinin bu düzenleniş biçimine karşın, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 21. maddesindeki düzenleme biçiminin yer almış bulunması, normlar arasında aykırılık yaratmıştır. Bu gibi durumlarda ve Yargılama Hukuku bakımından öncelikle gözönünde tutulacak hüküm, Anayasa kuralıdır. Yukarıda yazılı olan Anayasa kuralına dayanılarak çıkarılan 3065 sayılı Yasanın 20/4. maddesinde, yukarıda açıklandığı üzere, bu nitelikteki tarifelerde öngörülen miktarın içinde Katma Değer Vergisi’nin de bulunduğu, diğer bir ifade ile Katma Değer Vergisi’nin, tarifede belirlenen miktar içinde yer aldığı belirtilmiştir. Şu durumda, yasa hükmü gözetildiğinde, tarifedeki ücrete ayrıca Katma Değer Vergisi’nin eklenmemesi gerektiği kabul edilmek gerekir.

    Mahkemenin yukarıda yazılı olan bu yasal düzenlemeleri gözetmeden, tarifede belirlenen ücrete ayrıca Katma Değer Vergisi eklenmesi biçiminde vardığı sonuç usul ve yasaya aykırı olup karar bu nedenle de bozulmalıdır.

    b)Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir. (29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK.). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. (HUMK.m.417/1, m. 423/b.6).

    Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde “yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti” biçiminde yer almıştır.

    Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin -ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası’ndaki, “vekalet ücreti avukata aittir” biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki “bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez” biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır. Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de ayrı bir bozma nedenidir...)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN: Davacı ve davalı vekilleri 

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

    Davacı, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili B. A.’ın, 20.2.2002 tarihli basın toplantısında söylediği sözlerle kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğunu; bu asılsız sözlerin Anadolu Ajansı tarafından servise verildiğini, 21 Şubat 2002 tarihli Cumhuriyet, Posta ve Takvim gazetelerinde yayınlandığını ileri sürmüş, 10.000.000.000 TL. manevi tazminatın davalı B.. A...’dan tahsilini talep ve dava etmiştir.

    Davacının daha sonra Anadolu Ajansı aleyhine açtığı dava, görülmekte olan dava ile birleştirilmiştir.

    Davalı B. A. ve Anadolu Ajansı vekili davanın reddini savunmuşlar, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

    Mahkemece yargılama masrafları ve B. A.’a ilişkin bozma ilamı yerinde görülerek uyulmasına, davacı yararına 2.000.000.000 TL.manevi tazminatın hüküm altına alınmasına; birleştirilen dosyanın davalısı Anadolu Ajansı yönünden, bir siyası parti grup başkan vekilinin başka bir siyasi parti genel başkanı olan davacı hakkında söylediği sözleri aynen haber servislerine yansıtması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

    Bozmadan sonra mahkemece, bozmaya kısmen uyulmak suretiyle davalı Beyhan Aslan yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak hüküm kurulmuştur.

    Buna göre;

    1-Davalı B. A. vekilinin temyiz itirazları yönünden, tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki Daire bozmasına açıkça uyulmuş olduğundan ve hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinden, ortada varlığından söz edilebilecek direnme kararı mevcut olmayıp, yeni bir hüküm kurulduğunun kabulü gerekir. Şu durumda, adı geçenin hükmün bu kısmına yönelik temyiz itirazlarının Özel Dairesince incelenmesi gerekir.

    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ:1-Yukarıda (1).maddede açıklanan nedenlerle davalı B. A. vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine;

    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda (2).maddede açıklanan nedenlerden dolayı direnme kararının HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 8.6.2005 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

    Hemen Ara