Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-287 Esas 2005/246 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/8-287
Karar No: 2005/246
Karar Tarihi: 13.4.2005

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-287 Esas 2005/246 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı incelendikten sonra, kararda hüküm fıkrası oluşturulmamış ve sadece \"önceki kararda direnilmesine\" denilerek karar verilmiştir. Bu durum, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. ve 389. maddelerine aykırıdır. Bu maddelere göre, hüküm sonucunda verilen borç ve hakların açık bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Bu prensip açıklık ve netlik prensibi olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm geçerliliğini yitirdiği için, atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı HUMK.nun 429. maddesi gereğince bozulmuştur. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri HUMK'nun 381., 388., 389. ve 429. maddeleridir.
Hukuk Genel Kurulu         2005/8-287 E.  ,  2005/246 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Gölbaşı/Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü : 21.12.2004

    Sayısı : 552-900 

    Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gölbaşı/Ankara Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 4.6.2003 gün ve 2002/386-2003/1038 sayılı kararın incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 8.Hukuk Dairesi"nin 1.4.2004 gün ve 1941-2486 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

    Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.

    Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).

    Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).

    Somut olayda da aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.

    O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

    S O N U Ç : Davalılar Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 13.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara