Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-228 Esas 2005/233 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/8-228
Karar No: 2005/233

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-228 Esas 2005/233 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/8-228 E.  ,  2005/233 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Lalapaşa Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü : 12.3.2003

    Sayısı : 133-18 

    Taraflar arasındaki “tapu iptali,tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Lalapaşa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.7.2000 gün ve 1999/18 E. 2000/138 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 23.11.2001 gün ve 2001/8914 E. 8298 K.sayılı ilamı ile;

    (...Nizalı taşınmazın davacılara miras bırakanlarından kaldığı bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiş ve taksim hakkında bir açıklama yapılmamış olduğuna göre, dosyaya ibraz olunan murise ait mirasçılık belgesine göre tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabidir.Davacılardan başka mirasçı da vardır.Bu durumda davacılar dışında kalan diğer mirasçıların da davayla katılmalarının sağlanması veya yöntemine uygun biçimde muvafakatlarının alınması yada MK.nun 581.maddesi uyarınca miras ortaklığına bir mümessil tayin edilerek onun huzuru ile yargılamaya devam edilmesi ve böylece dava şartı yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, bundan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI 

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ

    Davacılar vekili, ... Köyü 70 Ada 20 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanları N. B..’dan kaldığını, kadastroca harici ve rızai taksim yapıldığı gerekçesiyle davacıların kardeşi M..’ın karısı S.. adına tesbit edildiğini, davacıların taksime katılmadıklarını ileri sürerek, davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    B-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ : Davalı vekili, taraflar arasında kadastro tesbiti öncesi taksim yapıldığını, davacılar ilgilenmedikleri için haklarına isabet eden taşınmazları diğer kardeşlerinin kendi adlarına tesbit ettirdiklerini, davanın reddini savunmuştur.

    C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece, davacıların miras bırakanı Nevriye’nin veraset ilamına göre davalının mirasçı olmadığı, miras bırakanın dava dışı mirasçıları bulunduğu, iştirak halinde mülkiyette, paydaşların, belli bir payları olmayıp, şeyin tümü üzerinde hak sahibi oldukları, iştirak halinde malik olan davacıların payları oranında dava açmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:

    Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, Yerel mahkemece, davanın iştirak halindeki pay oranında, üçüncü kişiye karşı açılmış olması nedeniyle reddi yönünde direnme kararı verilmiştir.

    E-GEREKÇE: Bir mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir. Çünkü, bir mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.

    Böyle bir dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) imkan yoktur. Yani diğer mirasçılar davaya katılmak isteseler bile bu mümkün değildir, davanın reddi gerekir. Aynı nedenle, tereke temsilcisi de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açmış olduğu davaya icazet verip davayı devam ettiremez. Davanın reddi gerekir.

    Yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda somut olaya bakıldığında dava, bir kısım mirasçı davacılar tarafından diğer mirasçı M.B..’ın eşi, üçüncü kişi davalı S.. aleyhine açılmıştır. Davacılar miras payları oranında iptal ve tescil istemişlerdir. Davacıların iştirak halindeki payları oranında dava açıp, tasarrufta bulunmaları olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya yöntemine uygun biçimde muvafakatlarının alınması, yada MK’nun 581.maddesi uyarınca miras ortaklığına bir mümessil tayin edilerek onun huzuru ile davaya devam edilmesi mümkün değildir.

    O halde yerel mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir. Onanması gerekir.

    SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara