Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/2-269 Esas 2005/227 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/2-269
Karar No: 2005/227

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/2-269 Esas 2005/227 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kartal 2. Aile Mahkemesinde gerçekleşen bir boşanma davasında davalı-karşı davacı vekili, mahkeme kararında hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz olmadığını belirtip, kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun belirlediği şekilde yazılması gerektiğini savunarak temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu bu savunmaya hak vermiş, mahkemenin kararında HUMK'nun 388. maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verdiği için direnme kararını bozmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: HUMK'nun 388, 389 ve 381. maddeleri, C.M.U.K'nun 261 ve 268. maddeleridir.
Hukuk Genel Kurulu         2005/2-269 E.  ,  2005/227 K.

    "İçtihat Metni"

     

    Mahkemesi

    :

    Kartal 2.Aile Mahkemesi

    Günü

    :

    15.10.2004

    Sayısı

    :

    2004/438-754

     

     

     

     

     

     

     Taraflar arasındaki "boşanma-eşyaların iadesi-tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tazminat davasının reddine dair verilen 17.7.2003 gün ve 2001/971-2003/658 sayılı kararın incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi"nin 21.1.2004 gün ve 14296-658 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN : Davalı-karşı davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

    Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.

    Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).

    Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).

    Somut olayda da aslolan kısa kararda hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.

    O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

    S O N U Ç : Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 6.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara