2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11198 Esas 2021/5104 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11198
Karar No: 2021/5104
Karar Tarihi: 22.06.2021

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11198 Esas 2021/5104 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılanan sanıkların beraatına karar vermiştir. Ancak, katılan Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nün temyiz istemi reddedilmiş ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün temyiz istemi kısmen kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Kararın gerekçesi, kanuna aykırı olup, sanıkların iyi niyetle hareket etmedikleri ve suça konu taşınmazın sit alanı özelliğini bildikleri halde inşai müdahaleyi ortadan kaldırmadıklarıdır. Bu nedenle, sanıkların suçlu bulunmaları gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 7. maddesi (değişiklik sonrası)
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu
- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 8. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 317. ve 321. maddeleri
12. Ceza Dairesi         2020/11198 E.  ,  2021/5104 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : Beraat


    2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- Katılan Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    17/08/2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, doğal sit alanlarında izinsiz gerçekleştirilen müdahaleler nedeniyle açılan davalara katılma hakkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğundan, mahkemece katılan olarak kabul edilen Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün, sanıklar hakkında tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında, katılan vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
    2- Katılan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
    Suç tarihinde jandarma görevlileri tarafından yapılan tespitte, sanık ..."ye ait olup Datça İlçesi, Emecik Köyü, Aktur Tatil Sitesi, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14/02/1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile tescil edilen ve Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 21/07/2011 tarih ve 7377 sayılı kararı ile sınırları yeniden belirlenen 2. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan ve onarımı yapılan evin inşaat halinde resimlerinin çekildiği, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde sit alanı içerisinde yer aldığına dair şerhin mevcut olmadığı, Emecik Mahalle Muhtarlığının 21/12/2015 tarihli cevabi yazısında, taşınmazın sit alanında kaldığına dair ilan ve tebligat yapılmadığının bildirildiği, sanık ... ve ...’nin aşamalarda alınan savunmalarında, taşınmaz malikinin sanık ... olduğunu, suça konu yerin sit alanı olduğunu bilmediklerini beyan ettikleri, diğer sanık ..."ın savunmasında ise, dava konusu evin tadilat işlerini kendisinin yaptığını, herhangi bir yerden izin alınması gerektiğini ve taşınmazın sit alanında kaldığını bilmediğini ifade ettiği anlaşılmakla,
    Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği,
    Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanık ..."ın dava konusu taşınmazın bulunduğu yer nüfusuna kayıtlı olup, Dairemizin 2014/9815 Esas, 2015/5420 Karar sayılı ilamına konu olan, 03/03/2011 tarihli aynı suça ilişkin olarak aynı bölgede yer alan başka bir taşınmaz nedeniyle hakkında yapılan yargılama sonunda mahkemece verilen beraat kararına ilişkin olarak yapılan incelemede, “en geç kolluk tarafından ifadesinin alındığı tarihte suça konu yerin sit özelliğine vakıf olduğunun” belirtildiği, somut olayda da, 09/12/2013 tarihli tespitteki fotoğraflar incelendiğinde inşaat halinde olduğu anlaşılan taşınmazın, sanıkların kollukta ve Cumhuriyet savcısı huzurunda alınan ifadelerinden sonra yapımına devam edilerek tamamlandığının, mahkemece icra edilen 23/03/2015 tarihli keşif sonrası dosyaya sunulan 20/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporu ile fotoğraflardan anlaşılması karşısında, suça konu yerin sit alanı özelliğini bildikleri halde inşai müdahaleyi ortadan kaldırmadıkları gibi eylemi icraya devam ettikleri bu itibarla, iyi niyetle hareket etmeyen sanıkların atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun olamayan gerekçe ile beraatlerine dair hüküm tesisi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA; 22/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara