Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-127 Esas 2005/124 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/8-127
Karar No: 2005/124

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/8-127 Esas 2005/124 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2005/8-127 E.  ,  2005/124 K.

    "İçtihat Metni"

     

    Mahkemesi

    :

    Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Günü

    :

    2.12.2004

    Sayısı

    :

    476-628

     

     

     

     

     

     

    Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.12.2003 gün ve 2003/363-1132 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 12.4.2004 gün ve 2314-2858 sayılı ilamı ile,

    (...Davacı A.Y.vekili, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümlerinin imar – ihya ve kazanmayı sağlayan 20 yıldan fazla zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

    Mahkemece, 10.11.2003 günlü bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 10868 m2, B harfi ile gösterilen 18817 m2 ve C harfi ile gösterilen 10264 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Dava konusu taşınmaz bölümleri, 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ekilemez arazi niteliği ile tespit dışı bırakılan yerlerdendir. Davacı vekili, tescil konusu taşınmaz bölümlerinin miras bırakan M.arafından para ve emek sarfedilmek suretiyle ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini, ihya olgusunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarrufta bulunduğunu, taksimle vekil edenine geçtiğini açıklayarak tescil isteğinde bulunmuş, yerel bilirkişi ve tanıklar öncesi itibariyle boş olan bu yerlerin miras bırakan M.’in 1970’li yıllarda taşlarını temizlemek suretiyle ihya ettiğini, daha sonra davacıya taksimle geçtiğini, uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda da taşınmazların kültür arazisi niteliğinde bulunduğunu açıklamaları üzerine, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm araştırma ve inceleme gereğine işaret edilmek suretiyle bozulmuştur. Tescil konusu taşınmaz bölümlerinin doğusunda yer alan dava dışı bölüm hakkında davacının miras bırakanı Memiş Yalçın’ın 25.12.1991 tarihinde açmış olduğu tescil davası nedeniyle 8.7.1993 tarihinde dinlenen teknik bilirkişi heyetinin düzenlediği 18.7.1994 günlü rapor ve ekli krokide dava konusu taşınmaz bölümleri ekilemez arazi olarak nitelendirilmiş ve krokisinde gösterilmiştir:Esas numarası anılan dava dosyasının davacısı M.in ölümü üzerine davacı A.nın da içinde bulunduğu tüm mirasçıları davayı takip etmek suretiyle yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Esas numarası anılan dava dosyasındaki bilgilere ve özellikle teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen krokiye göre taşınmaz o tarihte halen ekilemez arazi niteliğinde bulunan bir yerdir. Teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide açıklanan bu belirlemeler karşısında daha sonra dinlenen yerel bilirkişi, tanık sözleri ve uzman bilirkişilerin rapor ve krokilerindeki açıklamalara değer verilemez. Her ne kadar önceki bozmalarda bu yöne işaret edilmemiş ise de, taşınmazın niteliğinin araştırılması gereğine işaret edildiğine göre bu yönde bozma kapsamında sayılır. Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir...)

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI  

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    A-Davacının isteminin özeti: Davacı vekili, 1955 yıllarında yapılan kadastro tespiti sırasında .. ve..arsel sayılı taşınmazların dedesi B.Y.adına tespit edildiğini, esasen dedesinin eskiden beri imar ihya ederek kullandığı arazilerin tescil edilenlerden daha fazla olduğunu; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazların dedesi ve babası tarafından kullanılmaya devam edildiğini, babasından sonra da kendisinin kullandığını imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğunu ileri sürerek tescil isteğinde bulunmuştur.

    B-Davalının cevabının özeti: Davalı Hazine vekili, taşınmazın mera olarak sınırlandırılıp sınırlanmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasını, kamu orta malları ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki arazilerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.

    C-Yerel mahkemenin kararının özeti: Yerel mahkemece, davanın kabulüne, karara ekli krokide A, B ve C harfleriyle gösterilen dava konusu yerlerin TMK.nun 713.maddesi uyarınca davacı adına tesciline karar verilmiştir.

    D-Temyiz evresi, bozma ve direnme; Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm Yüksek Özel Dairece yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamında belirtilen, Ankara 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/895 Esas sayılı dosyasında bulunan 18.7.1994 tarihli bilirkişi raporunda, görülmekte olan davanın konusunu oluşturan A, B, C harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin “ekilemez arazi” olarak nitelendirildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı; ayrıca Ankara 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/894 Esas sayılı dosyasında dava edilen yerin, bu davanın konusunu oluşturan taşınmazla aynı yerde olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

    E-Gerekçe: Dava, imar, ihya ve zilyetliğe dayalı tescil isteğine ilişkindir.

    Dava edilen taşınmazların doğusunda yer alan taşınmaz parçası hakkında, davacının babası Memiş Yalçın tarafından 25.12.1991 tarihinde açılan 1991/895 E. sayılı tescil davası kabul edilmiş, sonradan ...parsel numarasını alan bu kısmın, davacının babası M.’in ölümünden sonra mirasçılarının davayı takip etmesi sonucunda davacı ve diğer mirasçılar adlarına tesciline karar verilmiştir. Anılan karar 1.7.1999 tarihinde Yargıtay’ca onanmak suretiyle kesinleşmiş; davacı, 14.12.1999 tarihinde görülmekte olan davayı açmıştır.

    Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların davacı tarafından, imar ihya ve zilyetlikle iktisap edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 1955-1956 yıllarında gerçekleşen kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu yerlerin davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi dedesi veya bir başkası tarafından kullanılmadığı, bu nedenle tescil harici bırakıldığı dosyadaki delillerden açıkça anlaşılmaktadır.

    Tescil ilamına dayanılarak tapuya tescil edilen ...parsel sayılı taşınmazın sınırları tescil dosyasında, ..... parseller ve ekilemez arazi olarak gösterilmiştir. Dava konusu yerler, önceki tescil davası sırasında kullanılmadığından görülmekte olan davada, davacı yararına imar, ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara