Esas No: 2006/5-819
Karar No: 2006/818
Karar Tarihi: 20.12.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/5-819 Esas 2006/818 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/07/2006
NUMARASI : 2006/264-280
Taraflar arasındaki “ Tazminat “ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.06.2005 gün ve 2004/459 E.,2005/270 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.03.2006 gün ve 2005/13199 E.,2006/3113 K.sayılı ilamı ile, (...Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
Aynı yerden Dairemize gelen dava dosyalarında aynı değerlendirme tarihi itibariyle Cebeci mahallesinde taşınmazların metrekare birim fiyatları en yüksek 175,00- YTL. - 200,00-YTL. takdir edilip, Dairemizden de Onanarak geçmektedir. Buna rağmen, dava konusu taşınmaza 300,00-YTL. metrekare birim fiyatı verildiği gözetilerek bilirkişi kurulundan açıklanan yönde ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen paya isabet eden karşılığın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 14 pafta 587 parsel nolu taşınmazın imar uygulaması sırasında bedele dönüştürüldüğü halde ödeme yapılmadığını ileri sürerek 51.357.000.000 TL.nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, “Yapılan keşifler sonrası bilirkişiler tarafından hazırlanan her iki raporda da bilirkişiler taşınmaza aynı değeri taktir etmişlerdir, hazırlanan raporlar yasa da öngörülen biçimde kıstaslara uygun olarak hazırlanmış ve içerik itibari ile karar vermeye yeterli görülmüş olup, tespit edilen değere göre davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle “davanın kabulüne” dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece “Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarıyla ve mahkememizce verilen ve temyiz aşamasından geçerek kesinleşen karardaki aynı yerle ilgili olarak bu dosyada tespit edilen 300,00-YTL metrekare birim fiyatından daha yüksek birim fiyatları tespit edilmiş olmasına göre, bozma gerekçesi yasaya uygun değildir.”gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması sonucu 300,00 YTL/m2 değer biçen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak mı, yoksa bozma ilamında işaret edilen, aynı bölgeden temyizen intikal eden dava dosyalarında belirlenen bedeller göz önüne alınarak en fazla 200,00 YTL/m2 değer üzerinden mi hüküm altına alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
16.5.1956 gün 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, usulü dairesinde verilmiş bir kamulaştırma kararı olmadan ve bedeli ödenmeden taşınmazına el konulan kimse, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, değer karşılığının verilmesini de isteyebilir.
Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle ister el atmanın önlenmesi davası isterse yer bedeli veya tazminat yada ecrimisil davası açılmış olsun, davacının iddiasının araştırılması bilirkişi incelemesine bağlıdır. (Age, Ankara 1992 S:55)
Bu noktada, bilirkişilerin taşınmazın değerinin tespitine ilişkin değer biçme esaslarını düzenleyen herhangi bir yasal düzenleme mevcut değildir.
Ancak, öteden beri Yargıtay İçtihatlarında kamulaştırma hukukunda olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma davalarına da kamulaştırma davalarındaki değer biçme esasları uygulanır. Bu kriterlere de, Kamulaştırma Kanununun 11.maddesinde yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer tespiti esaslarını düzenleyen 11.maddesinde; Taşınmazın cins ve nevinin, yüzölçümünün, kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurların, her unsurun ayrı ayrı değerinin, vergi beyanının, kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerinin, özellikle arsalarda kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin ve bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçütlerin esas alınarak taşınmaz bedelinin takdiri gerektiği öngörülmüştür.
Kanunun lafzı ve ruhu göz önüne alındığında; ana ilke, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesidir.
16.5.1956 gün ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre taşınmazına el konulan kimse mülkiyet hakkının kamu tüzel kişiliğine devrine razı olarak, taşınmaz malın bedelini dava ettiği takdirde ödenecek bedel, taşınmazın el koyma tarihindeki özelliklerine göre, dava tarihindeki değeri olacaktır. Dolayısıyla kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında da amaç taşınmazın gerçek değerinin tespiti olup, kamulaştırma ile denklik sağlanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun değer tespitine ilişkin hükümleri kısmen uygulanmaktadır.
Bundan ayrı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Tasarısı gerekçesinde, 11.maddede sayılan ölçütlerin Anayasa’nın 46.maddesindeki unsurlar göz önünde tutularak düzenlendiği belirtildiğinden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davalarında 11.maddede ki esaslara göre bedel tespitinin taraflar açısından Anayasal güvence teşkil edeceği açıktır.
Hukuk Genel Kurulu’ nun 03.05.2006 tarih 2006/5-291 E., 2006/267 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Tüm açıklamalar ışığında somut durum değerlendirildiğinde; hükme dayanak yapılan ve dava konusu taşınmaza metrekarede 300,00 YTL. değer biçen bilirkişi kurulu raporu gerekçeli olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11.maddesinde öngörülen ilkeler esas alınarak düzenlenmiştir.
Yine, bilirkişi raporunda taşınmaza biçilen değerin, aynı mevkii de bulunan diğer taşınmazlar için hükmedilip kesinleşen bedellerle de uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Şu hale göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun bedel tespitine ilişkin 11/3-g maddesi hükümleri kıyasen uygulanmak suretiyle, emsal karşılaştırması sonucu taşınmaza metrekarede 300,00 YTL. değer biçen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygundur. Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (2.079,75 YTL) harcın düzeltme isteyenden alınmasına 20.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.