Taraflar arasındaki "rücuen tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.03.2002 gün ve 2000/488-2002/258 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 10.03.2003 gün ve 2002/9921-2003/2088 sayılı ilamı ile; (“...Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı tekstil emtiasının davalı şirkete ait araçla İzmir-Marsilya kara taşıması esnasında zayi olduğunu, hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, (14.184.836.000) TL.nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin Fransa" da mukim ayrı bir tüzel kişiliğe haiz bir şirket olup, müvekkili şirketin davalı şirketin ne ticari mümessili, ne acentesi, ne de şubesi niteliğinde olmadığını, bu nedenle davalı şirkete izafeten müvekkili şirket aleyhine dava açılamayacağını, davalı şirketin ikametgahının Fransa" da olup, akdin ifa yerinin de Fransa olması nedeniyle davanın Fransız Cedex mahkemesinde görülmesi gerektiğini, CMR Konvansiyonu"nun 30. maddesi uyarınca yapılması gerekli ihbarın süresinde yapılmadığını, sorumluluğun anılan Konvansiyon"un 23. maddesi uyarınca ancak sınırlı bir sorumluluk olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, olayda taşımayı yapan aracın gasp edildiğinin davalı tarafından imalatçıya bildirilmesi ve davalı vekilince Fransız firmasına ortak olduğunun beyan edilmesi karşısında, davalı aleyhine izafeten dava açılmasının mümkün görüldüğü, davalı tarafından gasp olayının kanıtlanmadığı, olayın hırsızlık biçiminde gerçekleştiğini, taşıma işini yapan şoförün aracının bekçisi olan ve yerleşim birimlerine yakın bir Tır parkına çekerek zararın meydana gelmesine engel olabileceği, malların tam ziyaa uğradığının kabulü ile CMR Konvansiyonu"nun 23/3.maddesi gereğince sınırlı sorumluluğu yoluna gidilmesi gerektiği, davalının sorumluluğunun 61.492,48 SDR olduğu,ancak, bu miktarın TL. karşılığının davacı talebinden çok fazla bulunduğu gerekçeleriyle, (14.184.836.000)TL. tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dairemizin kökleşmiş içtihatlarıyla da kabul edildiği gibi, TTK"nun 117.ve 119/2.maddeleri hükümlerine göre, ülkemiz içinde merkez yada şubesi bulunmayan yabancı ticari işletmeler nam ve hesabına ülke içinde arızi de olsa işlemlerde bulunanlar hakkında dahi, vekil edeni adına dava açılabilmesi olanaklı ise de, somut olayda ...... Uluslar Arası Nakliyat ve Tic. A.Ş"nin 29.04.1999 tarihli faks yazısı ile hasarı imalatçı ....Tekstil Ltd. Şti"ne bildirmenin dışında, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin hiçbir işlemine rastlanılamaması ve anılan ihbar yazısının da ....France S.A.R.L nam ve hesabına arızide olsa yapılmış bir işlem olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmaması karşısında, taşıyıcıya izafeten acentesi olduğu kanıtlanamayan ....Lojistik A.Ş hakkında izafeten dahi olsa husumet yöneltilemeyeceğinin düşünülmemesi yanlış olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.