Esas No: 2006/9-770
Karar No: 2006/782
Karar Tarihi: 06.12.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/9-770 Esas 2006/782 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2006
NUMARASI : 2006/16-259
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.04.2005 gün ve 419-165 sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalılardan ... Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.10.2005 gün ve 19345-34522 sayılı ilamı ile, (...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dilekçesinde dört şirket davalı olarak gösterilmiş ve davaya konu isteklerin müştereken müteselsilen tahsili talep olunmuştur. Mahkemece davalılardan ....AŞ hakkında hüküm kurulmuş diğer davalılar yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Karar bu yönüyle hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçi, davalılara ait işyerlerinde 1989-2003 yıllan arasında kesintisiz çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı farkı isteği ile bu davayı açmıştır. Mahkemece, daha önce ödenen kıdem tazminatlarının yasal faizleriyle birlikte mahsubu yapılarak hesaplanan fark kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davacı işçi davalılardan ....Boya Fabrikası Sanayi Ticaret AŞ işyerinde, 6.10.1989-31.12.1991 tarihleri arasında çalışmış, 16.12.1991 tarihli yazı ile kıdem haklarıyla birlikte ayrı bir yerde kurulu olan diğer davalı .....ve Sandolin Sentetik Selülozik Boya ve Vernik Fabrikası AŞ ne nakli yapılmıştır. Daha sonra davacı işçinin imzasını taşıyan tarihsiz bir belgede ise, her ne kadar 16.12.1991 tarihli yazı ile kıdem haklarıyla devralındığı hususu açıklanmışsa da bu kez kıdem tazminatı ödeme durumu ortaya çıktığından kıdem haklarıyla birlikte geçişin söz konusu olmadığı açıklanmıştır. Aynı zamanda davacı işçiye 1.1.1992 tarihinde 7.539.378 TL kıdem tazminatı ödenmiştir.
Davacı, 30.9.1997 tarihine kadar davalılardan ... ve Sandolin Sentetik Selülozik Boya ve Vernik Fabrikası AŞ işçisi olarak çalışmış, bu tarihte iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilerek kıdem tazminatı olarak 602.222.656-TL ödenmiş ve davacı bu defa da davalılardan ...Oto Boya Paz. Ldt. Şti. işçisi olarak çalışmaya başlamıştır.
Son olarak 2.11.2001 tarihinde iş sözleşmesi ....Oto Boya Paz. Ldt Şirketi tarafından feshedilen davacı işçiye 1.10.1997-2.11.2001 tarihleri arasında bu şirket nezdinde geçen çalışmaları için 8.312.688.638TL kıdem tazminatı ödenmiştir. Davacı işçi bu ödeme sırasında alman ibranameyi fazlaya dair haklarını saklı tutarak imzalamıştır.
Davacı işçiye 1.1.1992 ve 30.9.1997 tarihinde yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin ardından, ayrı bir tüzel kişiliği olan diğer bir işyerinde çalışmaya başladığı görülmektedir. 1475 sayılı yasanın 14. maddesinde, aynı işverenin değişik işyerlerinde geçen hizmetlerin birleştirilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Oysa davacı işçinin 1992 ve 1997 yıllarında işyeri ile birlikte işvereni de değişmiştir. Davacı işçiye bu nakiller sırasında kıdem tazminatı olarak da ödemeler yapılmıştır. Somut olayda işyeri veya hizmet akti devri de söz konusu değildir. Bu nedenle anılan maddeye göre hizmetlerin birleştirilerek tüm süre üzerinden ve son ücretle kıdem tazminatı hesaplaması mümkün değildir. Şu hale göre, davacı işçinin her bir davalı işveren nezdinde geçen çalışmaları ayrı ayrı değerlendirilmeli ve kıdem tazminatları hesaplanmalıdır. 1992, 1997 ve 2003 yıllarında ödenen kıdem tazminatı miktarları tartışmasız olduğuna göre, yapılan her bir ödemenin ait olduğu dönem itibarıyla hak kazanılan tutarı karşılayıp karşılamadığı belirlenmeli ve buna göre sonuca gidilmelidir. Bu dönemlerde alınan ibranameler yapılan ödeme ile sınırlı makbuz hükmünde olduğundan, davacının hak kazanması durumunda fark kıdem tazminatının ilgili işverenden tahsiline karar verilmelidir.”
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı ...Basf Ltd. Şti. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Yaşar Basf Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın iadesine 06.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.