Taraflar arasındaki "Kamulaştırma bedelinin tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.04.2004 gün ve 2003/684 E- 2004/224 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 19.04.2005 gün ve 2005/1944-4621 sayılı ilamı ile; (...Temyiz süresi geçirildikten sonra verilen davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,
Davacı idare vekilinin temyizine gelince;
Mahkemece bozma kararına uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaz arazi niteliğinde kabul edilerek objektif değer artırıcı unsurda ilave edilmek suretiyle bilirkişi kurulunca metrekare değeri biçilmiştir. Ne var ki; mahkemece resen ve gerekçesi gösterilmeden objektif değer artırıcı unsurun da bilirkişi kurulunca az olarak belirlendiği belirtilerek oranı da gösterilmeden genel deyimlerle taşınmazın metrekaresine 60.000.000-TL. değer biçilerek hüküm kurulması, doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda 4650 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu getirilen yeni sistemde; Mahkemeye, tarafların ve bilirkişilerin rapor ve beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedelini takdir ve tespit etme yetkisi anılan Kanunun 10. maddesinin amir hükmü gereği verilmiş ise de; bu kapsamda kamulaştırma bedelinin, gerekçeli ve denetime elverişli mülahazalarla takdir ve tespit edilmesi gerektiğinde duraksama bulunmamasına; somut olayda Mahkemece, arazi niteliğindeki taşınmaza bilimsel metotla bulunan değer, “Objektif ölçüler” nedeniyle artırılırken, taşınmazın özel niteliklerinin yanı sıra, ürünün pazarlanması kolaylıkları, nakliye maliyetinin düşük olması, ulaşım kolaylıkları, Büyükşehir ve anayollara yakınlık gibi tarımsal faaliyet ve gereklerine uygun unsurların gerekçeli ve denetime elverişli olarak ortaya konulmasının gerekmesine göre; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK nun 429. maddesi gereğince
BOZULMASINA, 29.11.2006 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.