Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Milas 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.12.2003 gün ve 2001/467-2003/835 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 27.10.2004 gün ve 6582-7264 sayılı ilamı ile, (...Davacı vekili, 137 ada 316 parseldeki 2615,75 m2 olarak Maliye Hazinesi adına yapılan tespit sonucu oluşan Hazine tapusunun iptali ile müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesine ilişkin hüküm; davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilerek kararın bozulmasını istemiştir.
Dava, zilyetlik nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında .. ada .. parsel nosu ile tarla niteliğiyle ve 2.derece doğal sit alanında kalması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, mahkemece zilyetlikle ilgili koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bir yerin zilyetlik yolu ile kazanılabilmesi için diğer kazanma koşulları yanında taşınmazın kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerekir. Dosya içerisindeki Arkelog bilirkişi N. D..’ın 02.05.2002 günlü raporuna göre; dava konusu taşınmazın İzmir 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.06.1991 günlü ve 2050 nolu kararı gereği Pidasa Antik Kentinin 2.derece arkeolojik sit alanı kapsamında kalan yer olduğu, üzerinde kültür ve tabiat varlığına rastlanmadığı, ancak taşınmaz üzerinde bol miktarda seramik parçalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun önceki uygulamalarına göre; kural olarak sit alanı içerisinde kalan bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün bulunmakta idi. Ancak, 27.07.2004 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5.maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 11.maddesinin 1.fıkrasının 2.cümlesine “Sit alanları” ibaresi eklenmek suretiyle bu tür yerlerin de kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Kamu düzeni ile ilgili bulunan bu hükmün kesinleşmemiş ve görülmekte olan davalarda da göz önünde tutulması gerekir. Bu nedenle hükümden sonraki yasal düzenleme nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.11.2006 gününde 2.görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.