Esas No: 2006/14-728
Karar No: 2006/747
Karar Tarihi: 22.11.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/14-728 Esas 2006/747 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2006
NUMARASI : 2005/98-185
Taraflar arasındaki “tapu tashihi “ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir Asliye 3.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.07.2004 gün ve 2003/587-2004/211 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.03.2005 gün ve 2005/1577-1967 sayılı ilamı ile, (...Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Böyle bir davayı tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan herbirinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Ayrıca, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Dava konusu ..ada ..parsel sayılı taşınmazın öncesinin tapulu olduğu kadastro gelince 16.6.1931 tarihli 90 numaralı tapu kaydına istinaden Hanımşah Bara adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 17.11.1941 tarihinde kesinleştiği bu taşınmazın iktisap sebebinde metruk taşınmazlardan olup, Hanımşah’a 1771 sayılı kanun gereğince adi iskan suretiyle 16.6.1931 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır. Kadastro sırasında da dayanak tapu kaydına göre söz konusu taşınmazın Hanımşah Bara’nın tapulu mülkü olduğu belirtilerek adına tespit ve tescil edildiği görülmüştür. Tapu maliki Hanımşah, nüfus kayıtlarına göre 1305 doğumlu olup 1933 yılında ölümünden sonra 31.1.1941 tarihinde adına tescil işlemi yapıldığı anlaşılmıştır. Yine tedavüllü tapu kayıtlarına göre söz konusu taşınmaz önce H..’ın veraset belgesine göre tek mirasçısı oğlu E.. A..adına 30.3.1943 tarihinde intikalen tescil edilmiş ve aynı tarihte Y..G.. adlı şahısa satılarak tapudan devredilmiş ise de, parsel numarasında hata yapılmış olması nedeniyle satışın iptal edildiği ve taşınmazın tapusunun intikalden öncesi gibi satıcı mirasçı E..A..adına değil kadastro ile adına tescil yapılan H..B..’ya döndürüldüğü görülmüştür. Bütün bu işlemler yapıldığı sırada tapuda düzeltme isteyen davacıların veya murisleri Ümmahan Mutlu’nun herhangibir müdahalesi olmamıştır.
Davacılar ..ada .. parseldeki evin malikinin murisleri ve anneleri Ü.. M.. olduğunu, 1942 yılından bu yana taşınmazda oturduklarını, Ü..’ın uzun yıllar önce Yugoslavya’dan göçmen olarak geldiğini, Türkçe’yi az bildiğinden kayıtlarda adının yanlışlıkla H..Ş.. B.. olarak geçtiğini ileri sürerek “Ümmahan” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Davacılar delil olarak sadece tanık dinletmiş ve veraset belgesi ibraz etmişlerdir. Buna göre murisleri O..kızı Ü.. M..’nun 1279 doğumlu olup 1949 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları davacıların murislerinin Ümmahan olduğunu H.. olmadığını ve söz konusu taşınmazda uzun yıllardır oturduklarını belirtmiş iseler de, bu beyanları davacıların iddialarını kanıtlamaya yeterli değildir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre davacıların murisinin kayıt maliki ile aynı şahıs olduğu kesin olarak belirlenmiş değildir. Aksine dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tapu kayıtları kadastro tutanakları tapu kayıtlarındaki tedavüller ile getirtilen nüfus kayıtlarına göre kayıt maliki Hanımşah Bara’ya ait olduğunda bir tereddüt yoktur. Mahkemece sadece keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut ifadelerine değer verilerek tescil tarihi itibariyle davacıların murisine ait olduğu, ad ve soyadının yanlış yazıldığı gerekçesi ile yukarıda belirtilen ilkelere aykırı şekilde ve mülkiyet nakline yol açacak şekilde kayıtlarda düzeltme yapılması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Ne var ki mahkemece, bu kez bozmadan sonra dava konusu taşınmazın vergi kayıtları celbedilmiş, Nüfus Müdürlüğü ile Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış ve cevabi yazıları direnme kararına gerekçe yapılmıştır.
Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu’nca incelenecek bir direnme kararı bulunmayıp, yeni bir hükmün varlığı söz konusudur.
O halde, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 22.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.