Esas No: 2006/4-715
Karar No: 2006/725
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/4-715 Esas 2006/725 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara Asliye 13. Hukuk Mahkemesinde gerçekleşen dava, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yol yapım çalışması sırasında davacıya ait yer altı telefon kablolarına verilen zarar nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek, davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminat tahsil edilmesine hükmetti. Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davacının kusurunun olduğunu iddia ederek karara itiraz etti. Mahkemenin direnme kararı doğru bulunmuştur çünkü davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, işin esasına yönelik temyiz itirazları özel daire tarafından incelenmediğinden dosyanın özel daireye gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 3533 sayılı Kanun'un 1. maddesi bahsedilmiş ve davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin bu kanun hükümlerine tabi olmadığı belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2006
NUMARASI : 2006/24-133
Taraflar arasındaki “tazminat“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 13.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.05.2004 gün ve 2003/545-2004/259 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 15.09.2005 gün ve 2004/13432 E. 2005/9275 K. sayılı ilamı ile, (...I-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan M..A.. e yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalıya yönelik hükmün onanması gerekir.
2- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davacı ile davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı temyiz etmiştir.
3533 sayılı Kanunun 1. maddesine göre genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir. Mahkemece tarafların durumları gözetilerek sözü edilen yasa buyruğu uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken işin esasının incelenmiş olması bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı ve Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Bşk. vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı Türk Telekomünikasyon vekili, davalı Belediye Fen İşleri Yol Şube Müdürlüğüne ait ,diğer davalı M..A.. tarafından kullanılan B-9 Dozer iş makinesi ile yol çalışması yaparken, davacı Türk Telekom AŞ.ye ait kablo ve güzergahına hasar verip zarara uğrattığını, meydana gelen olaydan dolayı davacı kuruluşun zararının toplam 22.829.259.336 TL.olduğunu, tespit dosyasında da 146.190.000 TL.masraf yapıldığını ileri sürerek zarar miktarı ile tespit masrafının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, davacı kurumu uyardıkları halde kayıtsız kaldıklarını, tesislerini kaldırmadıklarını ve görevli bir personel bulundurmadıklarını bu nedenle hasarın meydana gelmesinde davacı kurumun ihmali olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin “Belediye"ye ait dozerin dikkatsiz ve tedbirsizce yol yapım çalışmaları sırasında davacıya ait yer altı telefon kablolarına hasar verdiğini, toplam hasar miktarı tutarının 19.403.660.000.TL olduğu, olayda davalı Belediye ve dozer Operatörünün müştereken %80 oranında kusurlu olduğu, davacının olaydaki kusurunun ise %20 oranında bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece “Davacı şirketin 3533 Sayılı Yasanın 1.maddesinde sözü edilen resmi Daire ve Müesseseler arasında olmadığı dolayısıyla uyuşmazlığa 3533 Sayılı Yasanın 1.maddesinde bahsedildiği gibi tahkim usulü ile değil işin esasına girilerek çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Tarafların sıfatına göre uyuşmazlığın genel mahkemede mi, yoksa 3533 Sayılı Yasa hükümleri gereğince mecburi tahkim prosedürü çerçevesinde mi bakılıp sonuçlandırılması gerektiği noktasındadır.
Sorunun çözümü, Türk Telekomünikasyon AŞ"nin hukuki statüsünün irdelenmesini gerekli kılmaktadır.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun 4000 sayılı Kanun ile değişik 1.maddesinde Telekomünikasyon hizmetlerinin Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi tarafından yürütüleceği, 4673/1.md. İle değişik fıkrasında ise Türk Telekomun, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu ifade edilmektedir. 233 sayılı KHK"ye bağlı cetvelde Kamu İktisadi Kuruluşları arasında sayılmakta iken 27.01.2000 tarih ve 4502 sayılı Kanunun geçici 3.maddesi ile (KİK) listesinden çıkarılmıştır. Kamu iktisadi teşebbüsleri ticari işletme kurup işlettikleri için tacirdirler. Bunların sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kurumlara kamu hukuku müessesi vasfı vermeyip, bu kuruluşlar özel hukuk tüzel kişisi olup, haklarında hususi hukuk hükümleri uygulanır.
Kaldı ki, Türk Telekom hisselerinin tamamı Hazine"ye ait bulunmakta iken, Bakanlar Kurulu"nun 25.07.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi"nin %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışına ilişkin nihai devir işlemlerine dair kararın yürürlüğe konulması hakkında kararı uyarınca, %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmiş bulunmaktadır.
3533 sayılı yasanın 1. maddesinde ; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanlar bu kanunda yazılı tahkim usulüne göre halledilirler.” denilmektedir.
Bu açık hüküm karşısında, davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin hangi yönüyle bakılırsa bakılsın bu kanun hükümlerine tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Eş söyleyişle davacının anonim şirket statüsünde bulunduğu daire veya müessese olmadığı, diğer yandan şirketin açıkça özel hukuk hükümlerine tabi kılınması, sermayesinin tamamının devlete ait bulunmaması, göz önüne alındığında 3533 sayılı yasa hükümlerinin davaya konu olayda uygulanma olanağı yoktur.
Bu görüşü; Yargıtay Hukuk Genel kurulu"nun 26.6.2002 tarih ve 2002/19-559 E., 551 K.; 7.12.2005 gün ve 2005/4-650 E., 711 sayılı kararları da doğrulamaktadır.
Bu nedenle davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması usul ve yasaya uygun olup, mahkemenin buna ilişkin direnmesi de yerindedir.
Ne var ki işin esasına yönelik temyiz itirazları özel dairece incelenmediğinden dosyanın temyiz itirazları incelenmek üzere özel daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere direnme uygun olup, işin esasına ilişkin davacı ve davalı Belediye vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 15.11.2006 oybirliği ile karar verildi.