Esas No: 2006/19-694
Karar No: 2006/710
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-694 Esas 2006/710 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2006
NUMARASI : 2006/88-136
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10.11.2004 gün ve 2004/128-712 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14.11.2005 gün ve 2005/1571-11147 sayılı ilamı ile, (...Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan faks teyitli sipariş sözleşmesine göre 74.563.409.400.-TL.lık mal aldığını, 82.667.000.000.-TL. ödediğini, ayrıca davalıya verilen teminat çekinin takibe konulması sonucu müvekkilinin 15.535.100.000.-TL. daha ödediğini, davalı alacaklının karşılıksız çek için şikayet hakkını kullanınca Cumhuriyet Savcılığına 221.150.000.-TL. ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek icra dosyasındaki çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile fazla yapılan ödemeler toplamı 23.859.840.600.-TL.nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme uyarınca davacıya Euro karşılığı mal sattığını, teslimat öncesi davacının 10.711 Euro ödediğini, artan kısım için verilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine son çekin takibe konduğunu, bu çekin borç nedeniyle verildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının fazla ödemesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkeme kararı eksik araştırma ve inceleme sonucu oluşturulmuştur. Bu durumda mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda konusunda uzman bir bilirkişiye taraf ticari defterleri incelettirilip yabancı para üzerinden ödemelerle ilgili kur denetlemesi de yapılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; gerek, davadaki taleplerin dayandırıldığı maddi olgular ve gerekse savunmanın içeriği itibariyle, her ikisi de tacir olan tarafların ticari defterleri üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken, Mahkemece sadece davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasıyla yetinilmiş ve üstelik; bu inceleme sonucunda düzenlenen ve davacının keşide ettiği çekin keşide tarihi durumundaki 30.8.2002’de geçerli kur değerleri üzerinden yapılmış bir değerlendirme ve hesaplamayı içeren bilirkişi raporu dikkate alınmayarak, davacının her bir ödemesinin tarihindeki kur değerleri itibariyle resen hesaplama yapılmak suretiyle sonuca gidilmiş olmasına; bu durumun, anılan bilirkişi raporunun Mahkemece de eksik ve yetersiz kabul edildiğini açıkça göstermesine; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği için bir konuda bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyan ve ancak düzenlenen raporu hükme yeterli görmeyen Mahkemenin, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmak yerine, bilirkişiden görüş istediği hususlarda resen değerlendirme yapma yoluna gitmesinin yargılama usulüne ilişkin kurallarla açıkça çelişmesine; öte yandan, dosya içerisinde, davacının yaptığı ödemelerin tarihlerindeki kur değerleri yönünden usulüne uygun şekilde temin ve tespit edilmiş listeler mevcut olmadığından, Mahkemece resen yapılan hesaplamada gözetilen kur değerlerinin gerçeğe uygun bulunup bulunmadığının Yargıtay’ca denetlenmesinin mümkün de olmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığından, 15.11.2005 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.