Taraflar arasındaki “itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 8 İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın aktif husumet yokluğundan dair verilen 08.03.2006 gün ve 2006/53-244 sayılı kararın incelenmesi itiraz eden borçlu şirket yetkilisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 25.04.2006 gün ve 2006/5936-9146 sayılı ilamı ile; (...Takip borçlusu .....Ltd. Şirketi olup, ödeme emri de şirket adına tebliğ edilmiştir. Borçlu şirket yetkilisinin yasal sürede İcra Mahkemesine başvurarak çekte borçlu şirkete atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz ettiği ve itiraz dilekçesine Beyoğlu ....Noterliği’nin 3292 yevmiye nolu, 12.03.2002 tarihli imza sirkülerini eklediği görülmüştür. İtiraz dilekçesine ekli anılan imza sirkülerine göre itiraz eden M.. E.. T..’in borçlu şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda itirazın borçlu şirket adına yapıldığının kabulü gerekeceğinden Mahkemece itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : İtiraz eden borçlu şirket yetkilisi
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibe konu çekteki imzaya itiraza ilişkindir.
Alacaklı Limited şirket tarafından borçlu .... Ltd.Şti ve Yalçın T. aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takip nedeniyle borçlu şirket yetkilisi M.. E..T. tarafından eldeki imzaya itiraz isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece bu istek şirket adına değil şahsı adına yapıldığı ve şahıs aleyhine de bir takip bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan reddedilmiş; itiraz edenin temyizi üzerine Özel Dairece itirazın şirket adına yapıldığı ve itiraz edenin şirketi temsile yetkili olduğu, işin esasının incelenmesi gereğine işaretle karar bozulmuştur.
Mahkeme önceki kararda direnmiş; hükmü itiraz eden temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; itiraz edenin aktif husumet ehliyetinin olup olmadığı noktasındadır.
İstanbul 12.icra Müdürlüğünün 2005/12428 sayılı dosyasında 29.07.2005 tarihinde alacaklı ....Petrol Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti vekili tarafından borçlular ....Mobilya Deko Ve Eğitim Hizmetleri Ltd.Şti. ve Y..T. aleyhine “Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Kasımpaşa Şb.İstanbul, 17.05.2005 keşide tarihli ve 5.000.000.000 TL (5.000.00 YTL) bedelli bir adet çek” dayanak alınarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişilmiş; ödeme emri borçlu şirket adına çıkarılmıştır.
İtiraz eden/ takip borçlusu şirket yetkilisi İcra Mahkemesine verdiği 07.01.2006 (17.01.2006 harç) tarihli dilekçesinde aynen: “ Dosyada bulunan şirketime ait çekin Aralık 2003 tarihinde aracımdan çalınarak zayi edilmiş olup, aynı gün Jandarma karakol tutanakları düzenlenmiştir. Garanti Bankası Kasımpaşa Şb.ne de bildirilerek teslim edilmiştir. Söz konusu çalıntı çekteki yazılı ibareler çekteki adı geçen şahıs ve firmalarla herhangi bir ilişkimin olmadığını çalıntı çekteki imzanın tarafıma ait olmadığını ekteki bulunan imza sirkülerimle…bildirir gereğinin yapılmasını arz ederim.” İfadelerine yer vermiş; dilekçesine şirketi temsile yetkili olduğuna ilişkin imza sirkülerini eklemiştir.
Görüldüğü üzere; itiraz edenin aynen içeriği aktarılan dilekçesinde kullandığı “şirketime ait çekin” ifadesi yanında “imza sirkülerini” de ibraz etmiş olması ve bu sirkülerden “şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunun” anlaşılması karşısında itirazın şahıs adına değil takip borçlusu şirket adına yapıldığı belirgindir.
Kaldı ki, yargılama aşamasında ibraz edilen diğer sirkülerden de itiraz edenin halen şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; borçlu şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili bulunan itiraz edenin şirketi adına yaptığı itirazın esasının incelenerek oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek olmalıdır.
O halde; Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen biçimde itiraz edenin adına takip bulunmadığı ve şahsı adına itiraz ettiği gerekçesiyle istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire kararına uyulmayarak,bu kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : İtiraz eden borçlu şirket yetkilisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 08.11.2006 gününde, oybirliği ile karar verildi.