Esas No: 2006/19-643
Karar No: 2006/671
Karar Tarihi: 18.10.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-643 Esas 2006/671 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Alacaklı, 14.07.2000 tarihli sözleşmeye dayanarak davalı şirket aleyhine İstanbul İcra Müdürlüğü’nden iflas yolu ile takibe girişmiştir. Davalı şirketin borçlu tarafından yapılan itirazı red edilmiş, bunun üzerine alacaklı da borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ancak Özel Daire tarafından karar bozulmuştur. Yerel mahkeme yeniden inceleme sonucunda kararında direnmiştir. Ancak, Hukuk Genel Kurulu kararına göre, sözleşme-asılının ibraz edilmemesi nedeniyle verilen karar usul ve yasaya aykırıdır ve direnme kararı bozulmalıdır. İcra İflas Kanunu'nun 154. maddesi gereğince, iflas yolu ile takipte yetkili merci, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişki değildir ve yetki sözleşmesi yapılabilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/04/2006
NUMARASI : 2006/196 E- 250 K.
Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması ve iflas” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesince, itirazın kaldırılmasına ancak alacağın depo edilmiş olması nedeniyle davanın reddine dair verilen 10.05.2005 gün ve 2003/611-2005/399 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27.10.2005 gün ve 7507-10710 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, davalı aleyhine iflas yoluyla takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, takip dayanağı 14.07.2000 tarihli sözleşme uyarınca 60.000 dolar ücret alacağı bulunduğunu ileri sürerek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini ödeme emrinin İİK.nun 58/3.maddesine uygun düzenlenmediğini, davacı ile müvekkili arasında sözleşme bulunmadığını, .... Film Ltd.Şti. ile anlaşma yapıldığını, tüm borcun bu firmaya ödendiğini, davacıya anapara, faiz ve cezai şart borçları bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece depo emrinde gösterilen meblağın depo edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK.nun 154.maddesine göre iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Borçlunun muamele merkezinin Bakırköy İlçesi hudutlarında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda iflas yoluyla takibin bu yer icra dairesinde başlatılması gerekir. Davalı borçlu İstanbul İcra Müdürlüğünden başlatılan iflas yoluyla takipte icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden iflas davasına esas, yetkili yerden başlatılmış bir icra takibinden söz edilemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı/alacaklı vekili; müvekkili tarafından davalı Şirket aleyhine İstanbul İcra Müdürlüğünün 2002/21661 E. Sayılı dosyasından girişilen iflas yoluyla icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, takip dayanağı 14.07.2000 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıdan 60.000 dolar ücret alacağı mevcut olup, sözleşmede tarafların İstanbul İcra Dairelerinin yetkisini kabul ettiklerini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/borçlu ....Film Prodüksiyon A.Ş (İFPAŞ) vekili; ...Film Prodüksiyon A.Ş aleyhine icra takibine girişilmesine karşın, davacı tarafça ibraz edilen sözleşme fotokopisinde ...Film Prodüksiyon A.Ş nin adının geçtiğini, bu nedenle öncelikle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme akdedilmediğini, dolayısıyla müvekkili Şirketin davacıya anapara, faiz ve cezai şart borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin, “davacının 14.07.2000 tarihli sözleşme gereğince edimini yerine getirmesine karşın ücretini alamadığı, ancak depo emrinde gösterilen meblağın davalı tarafça depo edildiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle “davanın reddine, mahkeme veznesine depo edilen meblağın davacıya ödenmek üzere icra veznesine gönderilmesine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece “borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin bulunmadığından, yetki sözleşmesi yapılabileceği, taraflar arasında akdedilen 14.07.2000 tarihli Sözleşmede açıkça İstanbul İcra Dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı” gerekçesiyle, yetkili yerden başlatılmış icra takibinin bulunduğu kabul edilerek direnme kararı verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı ...Film Prodüksiyon AŞ’nin, 29.03.2000 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karar ile Şirket unvanının “... Film Prodüksiyon AŞ” olarak değiştirilmesine karar verildiği, 24.03.2003 tarihli Genel Kurul Kararı ile de anılan şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte ....Medya Reklam Prodüksiyon AŞ ne devir edildiği anlaşılmakta olup; davalı Şirketin muamele merkezinin Bakırköy İlçesi hudutlarında bulunduğu konusunda uyuşmazlık mevcut değildir.
Davacı/alacaklı tarafından davalı Şirket aleyhine 14.07.2000 tarihli Sözleşmeye dayanılarak İstanbul İcra Müdürlüğü’nden iflas yolu ile takibe girişilmiş ve davalı/borçlu vekilince takibe, yetkiye, borca ve faize itiraz edilmiştir.
Alacaklı, hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflasına karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bu davada da iddiasını davalı/borçlu aleyhine
yaptıkları iflas yoluyla takibin, taraflar arasında akdedilen 14.07.2000 tarihli Sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin olduğu ve anılan sözleşmenin 10. maddesi uyarınca tarafların İstanbul İcra Dairelerinin yetkisini kabul ettikleri noktalarına dayandırmış; takip dayanağı 14.07.2000 tarihli Sözleşme fotokopisini dosyaya ibraz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iflas yolu ile takipte yetkili merci, borçlunun (tacirin) muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir (İİK m.154/1). Muamele merkezinden maksat, borçlunun ticarethanesinin bulunduğu yer değil, bilakis borçlunun dışarıya (yani üçüncü kişilere) karşı işlerini idare ettiği merkezdir. Ancak, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkisi, kamu düzenine ilişkin değildir. Bu nedenle, burada bir yetki sözleşmesi (HUMK m.22) yapılabilir (m.154,III,c,1). Buna göre borçlu ile alacaklı bir yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) ile başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa, o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Şu haliyle alacaklı, bu iki yer icra dairesinden birine başvurmakta serbesttir. Yetki sözleşmesinde icra dairesinin yetkili kılındığının açıkça gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, davanın temelini icra takibinin oluşturduğu ve davanın, icra takibi ile ayrılmaz bir bütün teşkil ettiği göz önüne alındığında, sözleşme ilişkisine itiraz halinde sözleşme aslının takip ve dava aşamasında ibraz edilmesi gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı tarafça takip ve dava aşamasında ibraz edilen 14.07.2000 tarihli sözleşme fotokopisinde, davacı ile davalı Şirket sözleşmenin tarafları olarak gösterilmiş olup; 10. maddede “İş bu sözleşmenin uygulanmasından ve yorumundan doğan ihtilaflara bakmağa İstanbul Mahkemeleri İle İcra Daireleri Yetkili ve Görevlidir” hükmü yer almakta ise de; davalı vekilince cevap dilekçesinde ve aşamalarda anılan Sözleşmeye ve sözleşme ilişkisine itiraz edilmiş olması karşısında, sözleşme aslının getirtilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığı altında Mahkemece, dava ve takip dayanağı 14.07.2000 tarihli Sözleşme aslının getirtilmesinden sonra hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; borçlunun Sözleşmeye itirazı göz ardı edilerek direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 18.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.