Esas No: 2015/1089
Karar No: 2015/1518
Karar Tarihi: 04.06.2015
6136 sayılı Kanunun 15/1 fıkrasına aykırı olarak sustalı bıçak taşıma - Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/1089 Esas 2015/1518 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın suçlu bulunduğu bıçak taşıma suçunu onaylarken, uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kararı bozdu. Sanığın adresi tespit edilemediği için usulsüz tebligat yapıldığı ve dava zamanaşımının dolduğu sonucuna varıldı. Bu nedenle, diğer yönleri incelenmeksizin tüm hükümler bozuldu ve dava şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 6136 sayılı Kanun'un 15/1.fıkrası, Tebligat Kanunu'nun 10. ve 35. maddeleri, 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi.
20. Ceza Dairesi 2015/1089 E. , 2015/1518 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1)6136 sayılı Kanun"un 15/1.fıkrasına aykırı olarak sustalı bıçak taşıma
2)Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
bıçak taşıma suçu yönünden düzeltilerek onama
2)Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu
yönünden bozma
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın, mahkemeye “yerleşim yeri” olarak bildirdiği, ancak kovuşturma aşamasında sanık adına tebligat yapılmayan adrese, sanığın yokluğunda verilen 17/12/2007 tarihli karar tebliğ edilmek istendiğinde, adreste oturan annesi ..."nın, “sanığın adresten ayrıldığını ve yeni adresini bilmediğini” beyan etmesi karşısında, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca sanığın bilinen en son adresinin araştırılması ve bu adrese tebligat yapılması; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adrese tebligat yapılamaması hâlinde, sanığın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, bu adrese tebligat yapılması gerektiği gözetilmeksizin; aşamalarda sanığa tebligat yapılmayan ve annesinin beyanına göre sanığın terk ettiği anlaşılan adrese, koşulları oluşmadığı halde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre 11/03/2008 tarihinde usulsüz tebligat yapıldığı anlaşılmakla; sanığın 21/03/2008 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Suç tarihinden inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.