Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-632 Esas 2006/654 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/1-632
Karar No: 2006/654
Karar Tarihi: 11.10.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-632 Esas 2006/654 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2006/1-632 E.  ,  2006/654 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/05/2006
    NUMARASI : 2006/125 E-  179 K.

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 01.03.2005 gün ve 2004/151 E- 2005/54 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 22.09.2005 gün ve 2005/9295-9930 sayılı ilamı ile; (... Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, eşiyle aralarında geçimsizlik bulunan davacının ilerde muhtemel boşanma halinde, eşinin hak iddiasında bulunacağı ve zarara uğrayacağı kandırması ile çekişme konusu taşınmazlarını davalıya temlik ettiğini ve bu kandırma eylemine davalı ile birlikte kendi kardeşinin de katıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı ve davada bu nitelemeye göre hile hukuksal nedenine dayandığı sonucuna varılmaktadır.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanunun 28/1.maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca, yukarda açıklanan ilkeleri kapsar biçimde gerekli araştırmanın yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile davanın reddedilmiş olması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
      HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; davalı ve davacının abisinin kandırması sonucu muhtemel boşanma davasının mali sonuçlarından kurtulmak amacıyla davacının muvazaalı olarak hiçbir bedel almadan gayrimenkullerini tekrar geri almak kaydıyla davalıya devrettiğini ileri sürerek satış işleminin iptali ile taşınmazların tekrar davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; aynı konuda Ankara 27.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/637 sayılı dosyasında açılan davanın reddedildiğini, kesin hüküm nedeniyle bu davanın da reddedilmesi gerektiğini, ayrıca BK.31.maddeye göre 1 yıllık sürenin geçtiğini bu sebeple de davanın zaman aşımına uğradığını savunarak reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
    Mahkemenin; “Tapuda yapılan resmi belge karşısında davacının haklılığını ispat edebilecek başka her hangi bir yazılı belge ibraz edemediği anlaşılmakla, kanıtlanamayan davanın reddi doğrultusunda hüküm tesisinin usul ve yasaya uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır” gerekçesiyle, “davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Ne var ki yerel mahkeme direnme kararında bozmadan esinlenerek, davacının hileyi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davasını açmadığı ve aynı konuda açılmış ve kesinleşmiş bir dava olduğu gerekçesine dayanmıştır.
    Bu durumda; bozmadan önce verilen karara gerekçe yapılmayan ve  incelenmeyen, “hak düşürücü süre” ve “kesin hüküm”  direnme kararına gerekçe yapılmıştır. Bu hususlar Özel Daire’ce incelenmediğinden yeni hüküm söz konusu olup, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara