Esas No: 2006/4-615
Karar No: 2006/641
Karar Tarihi: 11.10.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/4-615 Esas 2006/641 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Genel Kurulu 2006/4-615 E., 2006/641 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "avukatlık ücret alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.9.2005 gün ve 2005/313 E. 2005/739 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 5.12.2005 gün ve 2005/14077 E. 2005/13069 sayılı ilamı ile, (...Davalı kurumda 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre sözleşmeli memur statüsü ile avukat olarak çalışan davacı, mahkemelerce hükmedilen avukatlık ücretlerinin limitsiz ve sınırsız olarak ödenmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Avukatlık Kanununun 164.maddesi hükümlerine dayanarak istekte bulunmaktadır. Avukatlık Kanununun 164.maddesindeki düzenlemeler vekil ile müvekkil arasındaki ücret ilişkilerine yöneliktir.Bu ilişkinin taraflar açısından ne gibi yükümlülükler getirdiğini belirlemek için varsa sözleşmedeki kurallara veya yasal düzenlemeye bakılmalıdır.
Davacı, davalı kurumda kamu hukuku kuralları içinde gerçekleşen atama tasarrufu ile çalıştığına göre vekalet ücretine ilişkin özel bir sözleşme yapması söz konusu değildir.
Bu durumda uyuşmazlığın, davacının statüsü gereği tabi olduğu yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekir.
Davacı 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre çalışmaktadır.Anılan kararnamenin 37.maddesinde avukatlara verilecek vekalet ücretleri hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146.maddesi ise kamu kurumlarında çalışan avukatlara ödenecek vekalet ücretine ilişkin bağlayıcı kurallar getirilmiştir.
Bunun yanında Avukatlık Kanununun 164.maddesindeki "tarifeye göre karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir" hükmü bu ücretin doğrudan avukata ödeneceği anlamında değildir.
Nitekim aynı cümlenin devamında yer alan "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile mahkemelerce hükmedilen vekalet ücretinin öncelikle müvekkile ait olduğu,ancak vekilinin vekalet ücretini güvence altına almak için, başkalarına ödenmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı görülmektedir.O halde davacı ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki kurallara göre belirlenen miktardan fazla vekalet ücreti isteyemez.
Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde, davanın kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, davalı TEDAŞ"da, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli avukat olarak çalıştığını, vekil sıfatıyla takip ettiği davalarda, kararla lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin 657 sayılı Kanunun 146.maddesindeki limit dahilinde ödendiğini, tam ödenmesi için yaptığı başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, vekalet ücretlerinin kesinti yapılmadan tamamının ödenmesi gerektiğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuşlar, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının, davalı kuruluşta 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine göre, atama tasarrufuyla, sözleşmeli olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Bu tür kuruluşların üçüncü kişilerle olan münasebetlerinde özel hukuk; kendi içlerinde, anılan hükme göre çalışan personelle ilgili hukuki ihtilaflarla kamu hukuku hükümleri uygulanır. Davacının ücret ve özlük haklarının bu Kanun Hükmünde Kararnameye göre düzenlendiği, tartışmasız bulunmaktadır.
Dava, davalı TEDAŞ"da görev yapan davacı tarafından, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164.maddesine dayanılarak, yargı kararıyla karşı tarafa yüklenilen vekalet ücretinin avukatlara, hiçbir limit ve sınıra tabi olmaksızın tamamının ödenmesi konusunda yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2.maddesine göre, idarenin eylem ve işlemine karşı açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesi, idari yargının görev alanına girmektedir.
Aynı konuda Danıştay 11.Dairesinin, 10.11.2003 tarih, 2002/4665 E, 2003/4924 K. sayılı; 22.05.2006 tarih 2005/3106 E., 2006/2298 K; 31.03.2006 tarih 2004/484 E., 2006/1572 K. sayılı kararları da bulunmaktadır.
Bu nedenle mahkemece dava dilekçesinin idari yargı yerinde görülmesi (yargı yolu) bakımından reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK"nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 11.10.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.