Taraflar arasındaki "boşanma, nafaka ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9.Aile Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 26.10.2004 gün ve 2004/174-1141 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 15.2.2005 gün ve 67-2066 sayılı ilamıyla; (...Türk Medeni Kanunun 174/2.maddesine göre; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebilir. Toplanan delillerden; davalı kadının kocasına “…şerefsiz, pezevenk, sen erkek değilsin…” dediği; davacının da davalıyı dövdüğü ve defol git diyerek götürüp babasının evine bıraktığı anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebep olan olaylarda, tazminat isteyen kadın kusursuz yada az kusurlu olmayıp, eşit kusurludur. Bu durumda kadın yararına manevi tazminata hükmolunamaz. İsteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava boşanma, nafaka ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı S.. T..vekili, davacı ile davalının 29.7.2003 tarihinde görücü usulü ile evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocukları bulunmadığını, evlendikten 15-20 gün sonra taraflar arasında ağız kavgası başladığını, tarafların evliliğin başından itibaren fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, birbirlerine karşı onur kırıcı sözler ve davranışlarda bulunduklarını, zaman zaman da karşılıklı olarak şiddete başvurduklarını, evlilik birliğinin fiilen sona erdiğini, davalının ailesinin yanına gittiğini, ortak hanede bulunan ziynet, çeyiz ve şahsi eşyalarının tamamını da aldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı H..T..vekili, davalının 3 ay 2 günlük hamile iken davacı ve ailesinin baskısı ve zorlamaları sonucu bebeği aldırmak zorunda kaldığını, davalının evliliğin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirdiğini, davacının içkisine, dayağına ve hakaretlerine katlandığını, davacının işten çıkar çıkmaz anne-babasının evine veya kahvehaneye gittiğini, davacının davalıya karşı şiddet uyguladığı ve onur kırıcı davranışlarda bulunduğunun dava dilekçesinde kabul edildiğini, davalının ortak haneyi bırakmayıp, bıraktılırıldığını, davalının bayramlaşma bahanesi ile ailesinin yanına götürülüp, orada bırakıldığını, davacıya karşı hiçbir zaman yakışıksız söz ve davranışlarda bulunmayan, tam tersi her türlü özveri ve çabasına rağmen zorla çocuğu aldırtılan, bayram günü baba evine bırakılan, davalının manen ağır zarar gördüğünü ileri sürerek boşanma davasının reddine karar verilmesini, davalı lehine 250.000.000 TL. nafaka ve 10.000.000.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin; "Taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, davacının davalıya şiddet uyguladığı anlaşılmış olduğundan tarafların boşanmasına, davalı yararına 3.000.000.000 TL. manevi tazminat ile 100.000.000 TL. nafakaya hükmedilmiştir." gerekçesiyle davanın kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece "Her ne kadar eşler birbirlerine karşılıklı olarak hakaret etmişlerse de; davacının ilave olarak eşini dövdüğü ve evden kovduğu, eşini ihmal ettiği, alkol alıp eve geç geldiği anlaşıldığından ve davacı ağır kusurlu olduğundan davalının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA ve gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 4.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.