Esas No: 2006/4-604
Karar No: 2006/608
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/4-604 Esas 2006/608 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2006
NUMARASI :2005/113-140
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan Asliye 1.Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 13.07.2005 gün ve2004/417-2005/225 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 02.02.2006 gün ve 2005/15366-2006/515 sayılı ilamı ile;
(...Dava, davalı sulama kooperatifince davacı tarlasına yeterli su verilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Yerel mahkemece dava yargı yolu bakımından reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
Davacı dengesiz ve yetersiz sulama nedeniyle uğradığı zararın tazminini istemiştir. Mahkeme, sulama tesisinin DSİ tarafından inşa edildiği ve davalı kooperatife devredildiği, zararın kamu yasalarına göre yerine getirilmesi sırasında oluştuğundan, kamu yasalarından doğan bir yükümlülükten kaynaklandığı gerekçesiyle idari yargı görevli olduğundan dava reddedilmiştir. Kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. Ne var ki, somut olayda davalının kamu kurumu niteliği taşıdığından söz edilemez. Bu nedenle de idari yargı yerinde dava edilemez. Şu durumda işin esasına girilerek varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın yargı yolu bakımından reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davalı sulama kooperatifince taahhüde aykırı olarak davacı tarlasına yeterli su verilmemesinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir.
Davacı dengesiz ve yetersiz sulama nedeniyle uğradığı zararın tazminini istemiş; Davalı vekili hizmetinin kamusal nitelik taşıdığı gerekçesiyle görev itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, sulama tesisinin DSİ tarafından inşa edildiği ve davalı kooperatife devredildiği, zararın kamu yasalarına göre yerine getirilmesi sırasında oluştuğundan, kamu yasalarından doğan bir yükümlülükten kaynaklandığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, dosyanın görevli Edirne İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, karar; “kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülük olup; somut olayda davalının kamu kurumu niteliği taşıdığından söz edilemeyeceğinden idari yargı yerinde dava edilemeyeceği, davanın yargı yolu bakımından reddinin usul ve yasaya aykırı görüldüğü” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yargı yoluna ilişkin olup, eldeki davanın İdari yargı yerinde mi, yoksa adli yargı yerinde mi çözümü gerektiği noktasındadır.
Kamu kuruluşlarının aldıkları kararlar sonucunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları ya da bu tesisleri kullanmaları yahut ta bu tesislere bakmaları nedeniyle kişilerin uğradığı zararların ödetilmesine ilişkin davalar idari nitelikte olup, bu tür davalara bakmakla idari yargı görevlidir.
Eldeki davada, izinli çeltik üreticisi gerçek kişi davacı, S.S. Kadıköy Barajı Dokuzdere ve Mercan Göletleri Sulama Kooperatifi de davalıdır. Davalı sulama kooperatifi kamu kurumu niteliğinde olmayıp, özel hukuk hükümlerine tabidir ve idari yargı yerinde dava edilemez. Ayrıca dava da özel hukuk hükümlerine dayanılarak açılmıştır.
Şu durumda, davaya bakma görevi adli yargıya aittir. Mahkemece aksi düşüncelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece yapılacak iş; işin esasına girilerek varılacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
Diğer yandan, idari davaların nasıl açılacağı İdari Yargılama Usulü Yasasında gösterilmiş olup; bir idari dava açılırken bu yasada gösterilen yöntemlere uyulması zorunludur. Adli yargı yerinde açılan bir davanın idari nitelikte olduğu benimsenerek dosyanın idari mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş olmakla da başlangıçta adli yargıda açılan dava idari yargıda açılmış sayılmamaktadır. Bu yön gözetilmeden kabul biçimine göre de “dava dilekçesinin görev yönünden reddine” karar verilmiş olmasına karşın devamında “Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli Edirne İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş olması da benimseme açısından ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan nedenlerle, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 4.10.2006 gününde, oybirliği ile karar verildi.