Esas No: 2006/19-635
Karar No: 2006/573
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-635 Esas 2006/573 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2006
NUMARASI : 2006/455-159
Taraflar arasındaki "iflas" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın yetkisizliğine dair verilen 11.11.2004 gün ve 2004/408-754 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi"nin 16.6.2005 gün ve 2005/4437 E. 2005/6729 K. sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Mahkemece “itirazın kaldırılması” davasının yapılan yargılamasında 11.11.2004 tarihli “yetkisizliğe” ilişkin ilk kararın Özel Dairece bozulmasından sonra yapılan yargılamanın 28.12.2005 günlü celsesinde verilen ara kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, ancak 09.05.2006 günlü son celsede bu karardan dönülerek eski kararda direnilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
Burada "usul hukuku" ile ilgili ortaya çıkan sorun; tarafların beyanları alındıktan sonra mahkemece “ bozmanın usul ve yasaya uygun bulunduğu belirtilerek bozmaya uyulmasına” ilişkin ara kararı oluşturulmasına karşın , son celse bu karardan dönülerek açıklanan bu hukuki sonucun tam aksine bir karar verilmesinin hukuken mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.
Öncelikle belirtelim ki, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/2 maddesinde bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemler açıklanmıştır. Buna göre mahkeme, temyiz edenden 434 madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip, dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verecektir.
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur. Mahkemece uyma yönünde verilen karardan dönülerek önceki kararda direnilmesi usulen olanaklı değildir.
Somut olayda da, davalı yanın temyizi üzerine verilen Yargıtay bozma kararı ve yerel mahkemenin bu karara uyması ile davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı R.G. 28.04.1959 gün sayı:10193). Bu ilke Kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle , Mahkemece bozmaya uyulmakla gerçekleşen usulü kazanılmış hak nazara alınarak hükmüne uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken , uyma kararından dönülüp direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 27.9.2006 gününde, oybirliği ile karar verildi.