Esas No: 2006/9-614
Karar No: 2006/572
Karar Tarihi: 27.9.2006
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/9-614 Esas 2006/572 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2006
NUMARASI : 2005/258-51
Taraflar arasındaki “tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bünyan Asliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.6.2005 gün ve 116-180 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 26.9.2005 gün ve 29507-31383 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece 29.06.2005 tarihinde verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairenin 26.09.2005 tarihli ilamıyla 2 ve 3. bentlerde yer alan nedenlerle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada davalı vekili 3.bentte yer alan bozma nedenine karşı direnme kararı verilmesini istemiştir.
Direnme kararı verilmesi istenen bozma ilamının 3.bendi; “reddedilen miktar itibariyle davacı aleyhine fazla miktarda vekalet ücreti takdir edilmesi ayrı bir bozma nedenidir” şeklindedir.
Mahkemece 24.02.2006 tarihli celsede sadece 3.nolu bentte yer alan bozma nedenine karşı direnilmesi yönünde ara kararı oluşturulmuşsa da aynı tarihte verilen kısa kararda direnmeye konu vekalet ücretine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Aslolan kısa karar olup, gerekçeli kararın buna uygun yazılması gerekir. Oysa mahkemece kısa kararda yer almayan direnmeye ilişkin bu husus aynı tarihli gerekçeli kararın 4 nolu bendinde hükme bağlanmıştır.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).
Ceza Genel Kurulu"nca da C.U.M.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).
Diğer yandan, kısa kararda yer verilmeyen bir hususun gerekçeli kararda yer alması ise çelişki yaratacağı gibi, özellikle de ara kararında yer almasına karşın direnmeye konu edilen hususun kısa kararda hiç yer almaması da usule aykırı bulunmaktadır.
O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece direnme hükmüne uygun olarak hüküm fıkrası kısa kararda da tam olarak oluşturulmalı ve gerekçeli karar buna uygun yazılmalıdır. Bu gereğe uygun olmayan kısa kararda direnmeye konu 3.bentte yer alan vekalet ücreti yönünden hüküm içermeyen direnme kararının salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 27.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.