Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Siirt Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.4.2005 gün ve 2002/386 E. 2005/136 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 29.12.2005 gün ve 2005/9050 E. 14323 K.sayılı ilamı ile; (...Dava, elektrik çarpması sonucu yaralanmadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, köyünde bulunan TEDAŞ"a ait trafoda cereyana kapılarak malul kalacak derecede yaralandığını belirterek tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece olayda kusurun tamamen davacıda olduğunu belirten bilirkişi raporu esas alınarak istem reddedilmiştir.
Dosya kapsamına göre davaya konu olay davacının köydeki evinde elektrik arızası meydana gelmesi üzerine bunu gidermek için demir direk şeklindeki trafoya çıkması ve burada evine giden hattın yerini değiştirmek isterken yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu meydana gelmiştir. Olay sonrası Jandarma tarafından düzenlenen 22.07.2002 tarihli "Olay Yeri Tespit Tutanağı"nda direğe çıkılmaması için herhangi bir tedbir alınmadığı ve bu direğe herkesin kolaylıkla çıkabileceği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılması gerekenin meydana gelen elektrik arızası nedeniyle davacının evinde tedbir alıp arızayı davalı kuruma bildirerek arızanın davalı tarafından giderilmesini beklemek olduğu halde davacının bu arızayı kendisinin trafoya çıkarak gidermeye çalışması nedeniyle %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı her ne kadar olay tarihinde 43 yaşında yetişkin biri olarak evindeki elektrik arızasını bizzat trafoya çıkarak gidermeye çalışmakta kusurlu ise de davalı TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi de ağır özen yükümlülüğü doğuran bir hizmet yürütmektedir. Yaptığı iş itibariyle her türlü önlemi alması gerekir. Trafoya herkesin kolaylıkla çıkabileceği Jandarma tutanağında belirtildiğine göre davalı kurum gerekli güvenlik önlemini alma konusunda üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Şu durumda, davalının tamamen kusursuz olduğundan söz edilemez. Zarar kapsamı ve tarafların kusur oranları belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir.
Anılan yön gözetilmeden istemin tümden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalı TEDAŞ’ın yaptığı işin mahiyeti gereği, yüksek özen yükümlülüğü nedeniyle kusurlu olduğu ve Yüksek Gerilim Yönetmeliği de göz önünde bulundurularak , Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen; zarar kapsamı ve tarafların kusur oranlarının yeniden belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi yönündeki Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 20.9.2006 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.