Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/7362 Esas 2021/4975 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7362
Karar No: 2021/4975
Karar Tarihi: 30.09.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/7362 Esas 2021/4975 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/7362 E.  ,  2021/4975 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, ... 5.Noterliğinin 03.01.2014 tarih ve 48 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı diğer taşınmazlarının bulunduğu alanda yarım kalan inşaat işlerinin tamamlanması amacıyla dahili davalı ...’yı vekil tayin ettiğini, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazın dahili davalı vekil ... tarafından davalı ...’a satış suretiyle devredildiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, tarafların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, hile ile alınan vekaletname uyarınca devrin yapıldığını ileri sürerek, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Dahili davalı ..., usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
    Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, tapu kayıt maliki olmaması nedeniyle dahili davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ...5.Noterliğinin 03.01.2014 tarih ve 48 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacı ...’ın, dava konusu taşınmazında içerisinde yer aldığı 6 parça taşınmazın satışı konusunda dahili davalı ...’yı vekil tayin ettiği, dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz davacı adına kayıtlı iken, anılan vekaletnameye istinaden dahili davalı vekil ... tarafından 30.01.2014 tarihinde 11.000,00 TL bedelle davalı ...’a satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; iddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
    Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır.
    Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." Anılan maddeler uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
    Hemen belirtilmelidir ki; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.
    Somut olayda, dava dilekçesinde davalı ...’a ait adresin “... ... Mahallesi, ... Cd. ... Sokak No:... .../...” olarak belirtildiği ve dava dilekçesinin anılan adrese tebliğe çıkartıldığı, tebliğ memurunca tebligat üzerine gösterilen adreste ve muhtara sorulduğu, ismen tanınmadığına dair şerh düşülerek evrakın iade edildiği, 08.06.2014 tarihli kolluk araştırması sonucunda davalının belirtilen adreste ikamet etmediği, tanıyan ve bilen kimsenin olmadığından tebligata yarar açık adresinin tespit edilmediğine dair tutanak tanzim edildiği, bunun üzerine mahkemece dava dilekçesinin ilanen tebliğe çıkarıltığı, 25.10.2014 de ilk ilan, 02.11.2014 tarihinde ise ikinci ilanın yapıldığı, davanın hiç bir aşamasına davalının katılmadığı, mahkemece 13.10.2015 tarihli 2 nolu celsede davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararında ilanen tebliğ edilmek suretiyle yapıldığı ve kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 28.04.2016 tarihinde kesinleşme şerhi verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Tebligat Kanunu 10.maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri adresi araştırılmadan ilanen tebligat yolu ile tebligatı yapılması ve bununla sonucuna gidilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, ... 5.Noterliğinin 03.01.2014 tarihli vekaletnamesine istinaden dahili davalı vekil ... tarafından davacıya ait dava dışı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın devrine ilişkin davacı tarafından iptal tescil istemiyle açılan ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/87E.-2015/649 K. sayılı dava dosyasının bulunduğu ve davanın kabulüne karar verilerek 20.01.2016 tarihinde kesinleştiği, bahse konu dava dosyasının getirtilmediği, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile ileri sürülen iddialar üzerinde durulmadan, davacı tarafından bildirilen deliller toplanmadan, iddiasını kanıtlama olanağı verilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
    Hal böyle olunca, davalı taraf vekiline usulüne uygun olarak dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra gösterecekleri delillerin toplanması, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/87E.-2015/649 K. sayılı dava dosyası da getirtilmek suretiyle toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara