Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlular vekilinin icra mahkemesine verdiği dilekçenin, başlık kısmının konu ve sonuç bölümünde “Şişli 3. İcra Müdürlüğünün 2010/22433 E.sayılı dosyasına konu çekte yer alan imzaların müvekkillerine ait olmaması nedeni ile” ibaresinin yer aldığı ve ileri sürülen bu iddiadan sonra ise “borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesinin“ istendiği görülmektedir.
HUMK"nun 76. Maddesinde (yeni HMK 33. Madde); “Hakim Türk hukukunu re’sen uygular.” emredici düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre istemin hukuki tavsifi ve uygulanacak yasa hükmünün tespit ve belirlenmesi hakime ait bir görevdir.
Borçlular vekilinin “çekte yer alan imzaların müvekkillerine ait olmadığı” iddiası açıkça imzaya itiraz (İİK’nun 170. Maddesi) niteliğinde olduğundan; bu iddiaya bağlı olarak da ayrıca borçlu olmadıklarının tespitinin istenmesi sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle imzaya itiraz olarak kabul edilmelidir (HGK"nun 5.6.2001 tarih ve 2001/12-258 E. 2001/344 K.sayılı kararı).
O halde mahkemece itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dilekçede, borçluların borçlu olmadıklarının tespitinin istendiği, bu istemin menfi tespit davası niteliğinde olduğu, anılan davaya bakmaya ise icra mahkemesi görevli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.