Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçluların icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayet niteliğindedir.
İcra dosyasının incelenmesinde; borçlulara gönderilen örnek 7 nolu ödeme emrinin “ komşu adreste T.S.den soruldu,muhatabın nerede olduğunun bilinmediğini beyan ettiği ” şerhi ile tebliğ edildiği görülmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre, muhatap veya adına tebligatı kabule kanunen yetkili kimseler adreste yok ise tebliğ imkansızlığının söz konusu olduğu bu durumda tebliğ memuru Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesine göre tahkik işlemini yapmalıdır.Zira Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre, kapıya yapıştırma tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilebilmesi için muhatap sadece tebligatın yapılacağı sırada adreste bulunmamalı ve fakat tevziat saatlerinden sonra o adrese geleceği belirli olmalıdır (HGK. 13.10.1965 tarih ve 2/793-360; 16.09.1981 tarih ve 7/2371-604). Bu durumda borçluya yapılan tebliğ işlemi “muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği” anlaşılamadığından usulsüzdür. 7201 Sayılı Kanunu"nun 32. maddesinde; "Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur." düzenlemesi yer almaktadır.
O halde mahkemece borçluların şikayetinin kabulüne ve tebligatı öğrendiklerini bildirdikleri 03.12.2010 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.