Taraflar arasındaki “tapu iptali tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çorum 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 6.6.2005 gün ve 2004/291 E. 2005/1120 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 25.10.2005 gün ve 2005/10700 E. 11517 K. sayılı ilamı ile, (...Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın kayden maliki olduğu 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 nolu bağımsız bölümle bağlantılı ½ payını 2.000.000.TL. bedel göstermek suretiyle evlilik dışı ilişkide bulunduğu davalı S."ya satış suretiyle temlik ettiği; daha sonra aynı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümle bağlantılı ½ payını da 07.01.1992 tarihli akitle dava dışı M.a sattığı, onunda taşınmazı 24.12.1992 tarihli akitle diğer davalı S."a 11.000.000 TL. bedelle intikal ettirdiği anlaşılmaktadır.
Miras bırakanın taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün oğlunun darda kalması ve hakkında icra takiplerinin bulunması sebebiyle ortaya çıkan ihtiyaç nedeniyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan kayıt maliklerinin temlik tarihleri itibarıyla alış güçlerinin bulunduğu da dosya kapsamıyla sabittir. Öyle ise, davada S."a intikal eden taşınmaz bakımından yapılan temlik işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanıtlanamadığından, bu davalı yönünden davanın red edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davada S...’ya yapılan temlike gelince; adı geçen ev kadını olup dış gücünün bulunduğu kanıtlanmış değildir. Öte yandan miras bırakanın davalıya satılan bağımsız bölümde ölünceye kadar oturduğu anlaşılmaktadır. Satış tarihi itibarıyla miras bırakanın taşınmaz satmanın zorunlu kılan bir sebepte ispat edilmiş değildir. Bu durumda Satı’ya yapılan temlikin gerçek bir satış olmadığı diğer bir deyişle mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca; davalı S..’ya temlik edilen taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazıl olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.