Esas No: 2021/11057
Karar No: 2022/941
Karar Tarihi: 01.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11057 Esas 2022/941 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/11057 E. , 2022/941 K.Özet:
İcra Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyiz davası incelenmiştir. Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile ilgili olarak kurulan hüküm, 2004 sayılı İİK'nın 338. maddesi kapsamında değerlendirilmiş ve suç tarihinin 31/07/2009 olduğu belirlenmiştir. Suçun gerektirdiği cezanın türüne göre davada 8 yıllık olağan zamanaşımı süresi bulunmuştur ve sanık hakkında zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmadığı için süre 31/07/2017 tarihinde sona ermiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuş ve sanık hakkındaki kamu davası gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. Tazminata ilişkin hükümde ise, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu oluşmadığı için tazminat istemi reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 338. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e ve 67. maddeleri
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. ve 322. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İcra Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1-) “Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Sanığın eyleminin 2004 sayılı İİK'nın 338. maddesi kapsamında olduğu, suç tarihinin 31/07/2009 tarihi olduğu, suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, sanık hakkında zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 31/07/2017 tarihinde yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı kanunun 322.maddesi uyarınca, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-) Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 23/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği ,89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz ödeme emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden 28/07/2009 tarihinde 3. kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı , bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 31/07/2009 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat
isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiğinin anlaşılması karşısında, bu gerekçe ile tazminat talebinin reddi kararı verilmesi gerekirken, tazminat koşullarının oluşmaması gerekçesiyle tazminat isteminin reddi kararı verilmiş ise de,sonucu itibariyle doğru olduğundan, eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 01/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.