Esas No: 2021/7288
Karar No: 2022/1027
Karar Tarihi: 02.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/7288 Esas 2022/1027 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/7288 E. , 2022/1027 K.Özet:
Mahkeme, üçüncü kişinin hacizli menkullere ilişkin istihkak iddiasına ilişkin dava dosyasında yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine karar vermişti. Ancak davacı 3. kişi bu kararı temyiz etti ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, davacı lehine hüküm verilmesine karar verdi. Mahkeme, Yargıtay kararına uyarak araştırma ve inceleme yapılmadan dosya kapsamına sunulan protokole göre davaya konu mahcuzlar üzerindeki hacizlerin kalktığına karar verdi. Ancak protokol detaylı olmadığı için haczin kaldırılması net olarak belirtilmemişti. Bu nedenle Mahkeme, icra memurunun da refakate alınarak haczin yapıldığı yerin ve adresinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir dedi ve davanın devamına karar verdi. Kararda İİK'nın 96. vd. maddelerine atıfta bulunuldu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Borçlular : ..., ...,
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi; haciz adresinin şube olarak açıldığını, hacze konu menkullerin üçüncü kişiye ait olduğunu açıklayarak davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiş, ... .... Hukuk Dairesi’nin 05.06.2018 tarihli ve 2018/9927 Esas, 2018/13700 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş olup, onama kararına karşı davacı 3. kişi vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine ... .... Hukuk Dairesi’nin 11.9.2019 tarih ve 2018/14753 Esas, 2019/7405 Karar sayılı ilamı ile icra memurunun da refakate alınarak haczin yapıldığı yerin ve adresinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği,Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacıya ait şube bilgilerinin istenmesi, haciz mahalline ilişkin adres netleştikten sonra, taraflarca sunulan diğer delillerin ona göre değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davacı üçüncü kişi ile davalı alacaklı arasında sulh protokolü imzalandığı, davaya konu mahcuzlar üzerinde hacizlerin kaldırıldığı, imzalanan protokol karşılığı verilen çeklerin tahsil edildiği, istihkak iddiasının mahcuzlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması ile konusuz kaldığı, sulh protokolü çerçevesinde tahsil edilen çek bedellerinin bu davanın konusu olamayacağı gerekçesi ile davanın esası hakkında bir hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamı gereğince araştırma ve inceleme yapılmadan dosya kapsamına sunulan 11.9.2018 tarihli protokole göre davaya konu mahcuzlar üzerindeki hacizlerin kalktığından bahisle karar verilmiştir. Ne var ki, anılan protokolde, davacı üçüncü kişinin istihkak davasına konu hacizli menkul mallara ilişkin olarak çek verdiği, çeklerin 3.kişi tarafından ödenmesi halinde 3.kişinin borçlu ile herhangi bir hukuki ve fiili bağı olmadığı, dayanak takip dosyasında bir daha haciz yapılmayacağının taraflar arasında kabul edileceği, son çekin ödenmesi itibari ile tarafların
birbirlerini gayr kabili rücü şekilde ibra etmiş olacakları belirtilmiş olup söz konusu protokolde dayanak takip borcunun ödeneceği, davadan veya takipten feragat edileceği gibi hususlarına yer verilmediği görülmekle davaya konu haczin kaldırıldığının net olarak söylenmesi mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince olanak bulunması halinde icra memurunun da refakate alınarak haczin yapıldığı yerin ve adresinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Ayrıca davacı üçüncü kişi beş ayrı yerde şubesi olduğunu belirtmiştir. Bu durumda Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacıya ait şube bilgilerinin istenmesi, haciz mahalline ilişkin adres netleştikten sonra, taraflarca sunulan diğer delillerin de ona göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması yerinde görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 2.2.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.