Esas No: 2022/398
Karar No: 2022/1336
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/398 Esas 2022/1336 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/398 E. , 2022/1336 K.Özet:
Sanıkların ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan 1.500 TL para cezası aldığı ve 3. İcra Ceza Mahkemesinin kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi sonucu bozulduğu belirtiliyor. İhbarnamede, ticareti terk edenlerle ilgili kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanıyor ve bu suçun gerçek kişi tacirler için geçerli olduğu, ticaret şirketleri yöneticileri için ise mümkün olmadığı ifade ediliyor. Bu nedenle, sanıkların mahkumiyet hükümlerinin kaldırılması kararı alınıyor. Kanun maddeleri ise şöyle: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 50/1-a maddeleri.
"İçtihat Metni"
Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanıklar ... ve ... 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 337/a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 50/1-a maddeleri uyarınca ayrı ayrı 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına dair ... 3. İcra Ceza Mahkemesinin 13/01/2021 tarihli ve 2019/848 esas, 2021/31 sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığı'nın 26/10/2021 gün ve 94660652-105-42-11200-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/12/2021 gün ve KYB- 2021/133112 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Ticareti terk edenler" başlıklı 44. maddesinde "Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete’de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mütat ve münasip vasıtalarla ilan olunur. İlan masraflarını ödemiyen tacir beyanda bulunmamış sayılır." şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un "Ticareti terk edenlerin cezası" başlıklı 337/a maddesinde "44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde yer alan düzenlemelere nazaran,
2004 sayılı Kanun'un 337/a maddesinde yaptırıma bağlanan eylemin, yalnızca ticareti terk keyfiyetinin onbeş günlük süre içinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirilmemesi değil, bununla birlikte anılan Kanun'un 44. maddesine uygun olarak bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerinin bulunduğu bir mal beyanında bulunulmamasının müeyyidesi olduğu, bu durumda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 136. maddesinde sayılan kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif ticaret şirketlerinde ticaretin terki söz konusu olmayıp, ortaklık ilişkisinin sona erdirildiği, 2004 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile getirilen mal beyanında bulunma yükümlülüğünün, gerçek kişi tacirler için geçerli olduğu, yukarıda sayılan ticaret şirketlerini kapsamadığı, eş anlatımla ticaret şirketlerinin müdür veya yetkililerinin 2004 sayılı Kanun’un 337/a maddesinde yaptırıma bağlanan ticareti terk suçunu işlemelerinin yasal olarak mümkün olmadığı ve bu durumda atılı suçun da oluşmayacağı gözetilmeden, limited şirket müdürleri olan sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 3. İcra Ceza Mahkemesinin 13/01/2021 tarihli ve 2019/848 esas, 2021/31 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkında “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin ayrı ayrı kaldırılmasına, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.