Esas No: 2021/8473
Karar No: 2022/1387
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/8473 Esas 2022/1387 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/8473 E. , 2022/1387 K.Özet:
Bir alacaklı tarafından başlatılan icra takibi sırasında borçlunun mirasçıları icra mahkemesine başvurarak takibin sahte imzalar nedeniyle iptal edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinde dava reddedilmiş, ancak istinaf sonucunda ödeme emri iptal edilmiştir. Ancak, aynı davayla birleştirilen diğer dava hakkında karar verilmemiştir. Bu durum usul ve yasaya aykırıdır ve ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Kararda, davaların birleştirilmesi ve hükmün kapsamı ile ilgili HMK maddeleri de açıklanmıştır.
Detaylı kanun maddeleri:
- HMK'nın 166. maddesi - Birleştirilen davalar birlikte incelenip karara bağlanır.
- HMK'nın 297. ve 359. maddeleri - Tarafların ve davaya katılanların kimlik bilgilerinin kararda yer alması gerekliliği ve her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekliliği.
- İİK'nun 364/2. maddesi - Değiştirilmiş İİK maddelerinin uygulanması gerekliliği.
- HMK'nın 373/2. maddesi - Bozma sebebine istinaden temyiz itirazlarının incelenmeyeceği.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun mirasçılarının icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, takibe konu senetlerindeki imzaların sahte olduğunu, merhum babalarının borcu bulunmadığını, senet üzerindeki imzaların merhum babalarına ait olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği,
...’ın davacı olduğu aynı talepleri içeren aynı mahkemenin 2020/71 E . 2020/101 K .sayılı dosyasının asıl dava olan 2020/65 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve asıl dava dosyasında devam edilen yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Borçluların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "... istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ... İcra Dairesinin 2019/106243 esas sayılı dosyasından düzenlenen ödeme emrinin borçlular ..., ... ve ... yönünden iptaline, ödeme emri iptal edildiğinden imza itirazı yönünden karar verilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir.
HMK'nın 166. maddesinde davaların birleştirilmesi düzenlenmiş olup, birleştirilen davalar birlikte incelenip karara bağlanır.
Ayrıca, asıl dava ile birleşen dava birbirinden bağımsız olup, davacının her davadaki talebiyle ilgili olarak, HMK. nın 297 ve 359. maddelerine uygun biçimde, ayrı ayrı, açık ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava hakkında karar verilmişse de, birleşen dava hakkında bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Söz konusu asıl dava ile birleşen dava birbirinden bağımsız olup davacının her davadaki talebiyle ilgili ayrı ayrı, açık ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, birleşen dava dosyası hakkında bağımsız bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK'nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında birleşen dosya taraflarının da adına, adresine ve vekil bilgilerine yer verilmesi gerekirken, hükmün karar başlığı kısmında ilgililerin yer almaması ve birleşen dosya hiç yokmuş gibi hüküm kurulması da isabetsizdir.
Bölge adliye mahkemesi gerekçesinde "... birleşen dava yönünden hüküm kurulmaması hatalı ise de birleşen dava yönünden istinaf yoluna başvurulmadığından bu husus istinaf başvuru kabul sebebi yapılmadığı..." belirmiş ise de, ilk derece mahkemesi karar başlığında ve hükmünde birleşen dava yer almadığından birleşen davanın davacı vekilinden birleşen dava ile ilgili istinaf talebinde bulunması beklenilemez.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar karşısında Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleşen davalar hakkında HMK. nın 359. maddesine uygun şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, mahkemenin 2020/71 E. sayılı birleşen dosyası hakkında hüküm kurulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda belirtilen sebeplerle, re' sen değerlendirme yapılarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi'nin 10.06.2021 tarih ve 2021/22 E. - 2021/1304 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine istinaden davalı/alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.