Esas No: 2021/8435
Karar No: 2022/1585
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/8435 Esas 2022/1585 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/8435 E. , 2022/1585 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 20/05/2021 tarihli kararına göre, senedin teminat senedi olduğu kabul edilirse lehe tazminata hükmedilemeyeceği anlaşılmıştır. Alacaklıların temyiz itirazları kısmen kabul edilerek, İİK'nun 169. maddesi gereği takibin durdurulması gerektiği halde takibin iptali yönünde karar verilmiş ve bu karar esastan reddedilmiştir. Bu daire içtihadına göre, anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu için İİK’nin 170/a maddesi kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle, karar düzeltilerek iptal yerine durdurulması yazılması ve son kararın İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca onaylanması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri İİK'nun 169/a-5, 170/a ve 364/2. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Senedin teminat senedi olduğunun kabulü halinde lehe tazminata hükmedilemeyeceğinin anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluların icra mahkemesine başvurusunda; dayanak bononun 18/05/2015 tarihli sözleşmenin teminatı olarak düzenlendiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece davanın kabulü ile borçlular yöünden takibin iptaline karar verildiği, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda, 18/05/2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; takip alacaklısı ile borçlular arasında düzenlendiği, 7. maddesinde “… sözleşmenin feshedilmesi ya da süresinden önce her hangi bir nedenle sona ermesi halinde, doğmuş ve doğacak zararların tazmini amacına yönelik olarak ...’ya 135.000 TL miktarlı teminat senedi verilecektir.” ifadelerine açıkça yer verildiği, dolayısıyla takibe konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar takip dayanağı bononun sol ön yüzünde “18/05/2015 tarihli sözleşmenin teminatıdır" ibaresi yer alıyor ise de, anılan ibarenin senet metni dışında kalacak şekilde yazılı olduğu görülmektedir. Senet metnine dahil olmayacak şekilde yazılan teminat kaydı senedin kambiyo vasfını etkilemez.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, senet üzerinden anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup İİK’nin 170/a maddesi kapsamında değerlendirilemez.
O halde mahkemece, borçluların borca itirazlarının kabulü ile İİK’nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile başvurunun İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurularının da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirir ise de yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 20/05/2021 tarih ve 2020/607 E. - 2021/966 K. sayılı tarafların istinaf taleplerinin reddine ilişkin kararının (KALDIRILMASINA), Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih, 2019/701 E.- 2019/931 K. sayılı kararının hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "İPTALİNE" sözcüğünün silinerek çıkarılmasına yerine "DURDURULMASINA" sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.