Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/8904 Esas 2022/2108 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8904
Karar No: 2022/2108
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/8904 Esas 2022/2108 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Borçlunun genel haciz yoluyla takipte haczin kaldırılması talebine mahkemece reddedildiği ve şikayet başvurusuyla ilgili olarak İİK'nun 106-110. maddelerine uygun olarak haczin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Haczin tapu siciline işlenmesinin gerekli olmadığı, ancak 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için işlenmesi gerektiği belirtildi. Kararda, borçlunun şikayetinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığına, dolayısıyla şikayetin reddedilmesi gerektiğine karar verildi. Kararın sonunda, 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verildiği ve alınması gereken temyiz harcının belirtildiği ifade edildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: İİK'nun 82/1-12., 106, 110 ve TMK'nun 1010. maddesi.
12. Hukuk Dairesi         2021/8904 E.  ,  2022/2108 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
    DAHİLİ DAVALI : Gelecek Varlık Yönetimi A.Ş.

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Genel haciz yoluyla takipte, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, bu karara karşı borçlu tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
    İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir(Dairemizin 30/09/2013 tarih ve 2013/22091 E.-30456 K. sayılı kararı).
    Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nun 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir(Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2015/28857 E.-31140 K. sayılı kararı).
    Bu açıklamalar ışığında, İİK.nın 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.
    Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 25/12/2017 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 09/01/2018 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak alacaklının 11/01/2019 tarihinde satış talep ettiği ve satış avansının da 14/01/2019 tarihinde yatırıldığı, buna göre 1 yıllık sürede satış talep edilmediğinden İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 28/01/2019 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır.
    O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmaz üzerinde zorunlu olmayan ipoteğin olduğu ve halen borcun ödenmediği gerekçesi ile reddine hükmolunması isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 80,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 22/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara