Esas No: 2022/117
Karar No: 2022/2273
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/117 Esas 2022/2273 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/117 E. , 2022/2273 K.Özet:
Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin verdiği kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğu ve bu durumun infazda tereddüt oluşturabileceği belirtilerek kararın bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Kararda, bir mahkeme kararının gerekçesinin, hüküm ile maddi olgular arasındaki mantıksal bağlantıyı gösteren, açık ve anlaşılır bir şekilde yazılması gerektiği vurgulandı. HMK’nun 359. maddesi ve 298/2. maddesi de yeniden hatırlatılarak, hüküm sonucunun açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde belirtilmesi, gerekçe/hüküm çelişkisi yaratılmaması gerektiği belirtildi. Kararın bozulması kararlaştırıldı. Kanun maddeleri ise Anayasa'nın 141/3. maddesi, 6100 sayılı HMK'nun 27 ve 297. maddeleri, HMK’nun 359. maddesi, 298/2. maddesi olarak verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince, hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve ...'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
... Hukuk Genel Kurulu'nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195 E., 238 K. sayılı usulden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde de vurgulandığı üzere, "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir."
HMK’nun 359. maddesinde bölge adliye mahkemesince verilen kararın hangi hususları içereceği belirtilmiş olup, maddenin 2. fıkrasında; “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu maddede amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Öte yandan; HMK’nun 298/2. maddesi uyarınca “gerekçe/hüküm çelişkisi” yaratılmamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; borçlunun 328 Parsel’de kayıtlı 13 ve 15 numaralı bağımsız bölümler ile 305 Parsel’de kayıtlı 1 ve 4 numaralı bağımsız bölümler ve 2 parsel’de kayıtlı 15 numaralı bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshi talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce istemin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı belirtildikten sonra, mahkeme kararı kaldırılarak yerine; 328 Parsel 15 numaralı bağımsız bölüm yönünden şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden ise şikayetin reddi ile para cezasına hükmedilmesine karar verildiği görülmekle birlikte; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında, şikayette hukuki yararın bulunmadığı belirtilen taşınmazın 2 Parsel’de kayıtlı 15 numaralı bağımsız bölüm olduğuna değinildiği, ancak gerekçenin devamında söz konusu taşınmaza ilişkin şikayetin esastan reddedildiği ve ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedildiğinin belirtildiği, bu suretle kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği anlaşılmaktadır.
O halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması, HMK'nun 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 10.11.2021 tarih ve 2021/1268 E. - 2021/1636 K. sayılı kararının yukarıda belirtilen nedenlerle re’sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 24/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.